27 Aralık 2021 Pazartesi

Şefkatli Ebeveyn Günlükleri: 38

 Bilmek isteyen yola çıkar. 

Şefkatli Anne Günlükleri'ni yazmak, ebeveynlik amaçlarımı, önceliklerimi belirlememe, düşüncelerimin ve eylemlerimin farkına varmamı sağlıyordu. Sura Hart alıntıları bitince, sanki ters yönde yürümeye başlamışım gibi bir düşünce gelip çöreklendi içime. Yeniden konu üzerine düşünmek, yazı yoluyla düşüncelerimi tasnif etmek, eylemlerimin farkına varmak istedim. İşbu sebeple www.nonviolentcommunication.com sitesinde ücretsiz yayımlanan haftalık ipuçlarının rehberliğinde yeni bir günlüğe başlıyorum.
İpuçlarının çevirisi bana ait.

Şefkatli ebeveyn ipuçları

Çocuklarınızın davranışlarının arkasında kötü ya da dalavereci bir motivasyon yoktur. Çocuklarınız sadece ve her zaman insani ihtiyaçlarını gidermeye çalışır. 
Kendinizi davranışın arkasındaki ihtiyacı bulmak, adlandırmak için eğitin. Bu sayede ne yaptıklarıyla ilgili geçerli olan nedeni anlar, ihtiyaçlarını giderecek eylemleri seçmelerine yardım edersiniz. 

Ben ne düşünüyorum? Nelere dikkat edeceğim? 

Bu sözleri kim bilir kaç yıldır, kaçıncı kez işitiyorum: 
"Her davranışın ardında bir ihtiyaç yatar." 
"İhtiyaçlar değil stratejiler çarpışır." 
"Çocuklarınızın elinde sihirli bir güç ya da sizin uzaktan kumanda aletiniz yoktur." 

Ve fakat bunları bilmek, her zaman evde işlerin yolunda gittiği anlamına gelmiyor. Bazen üst üste gelen krizlerden birini başarıyla idare ettiğimde, oradan çıkardığımız sonuçla, işlerin uzun süre yolunda gideceğini umuyorum; anlamlı bir değişimin yaşanacağını. Ama olmuyor. İki gün sonra kendimi aynı çaresizlik içinde yalpalarken bulabiliyorum. Tüm o konuşmalar, anlaşmalar nereye uçtu gitti isyanı içine girebiliyorum. Bu his çok derin. Altında hayal kırıklığı, kızgınlık, bıkkınlık da var. Yine mi başa dönüyoruz sorusu var. Son günlerde bana bu konuda iyi gelen iki şey var:
Birincisi pedagojide tekrarın önemine dikkatimi çeken bir konuşmacı. Eğitim bir günde olmaz, pekiştirme gerekir demesi. Kırk kere mi söyleyeceğim sorusu boş bir soruymuş, heyhat! Kırk kere, olmazsa kırk bir kere söylemek gerekiyormuş. 
İkincisi şiddetsiz iletişimde ricanın zamanının şimdiki zaman olduğunu öğrenmem. Evet, şimdi, burada, bu sorun için ne yapalım? Yaptığımız anlaşma sadece onun için. Bunu öğrenmek biraz ferahlattı beni. Her olayın, yepyeni dinleme, anlama ve düşünme alanı olduğunu kavradım. 
Bu hafta kızımın bir patlama anına tanık oldum. Benim için çok zorlayıcı bir deneyimdi. Akıl vermeden, onu herhangi bir şeyden sorumlu tutmadan, onu oradan çıkarmaya uğraşmadan durmaya çalıştım. Bir önceki an olduğu gibi dizi izlemeye koyuldum yeniden ve o, saklandığı, kendisini kapattığı yerden yavaş yavaş çıkıp diyaloğa girdi. Ebeveyn olarak çocuk güçlü girdaplara sürüklendiğinde onu oradan çekip almak, önümüze koymak ve bir hayat dersi vermek istiyoruz galiba. Kıssadan hisse, alsın cebine koysun ve bir daha o kadar çalkalanmasın diye. Mümkün değil elbette. Fırtınayı hisseden inekleri hatırlayın. Yalnızca çömelin ve geçmesini bekleyin. Yapıcı olan, anlamaya yönelik olan oradan  doğacak çünkü. Ebeveynlik de yazmak gibi sabır gerektiriyormuş. Çatlamayan sabır taşı olmak için yalnız olmadığımızı hatırlamak da, ebeveynlik anlayışı bize uyan arkadaşlarla müttefiklik hâlinde olmak da fayda var. Bu, çocuğa karşı alttan almak değil, bu denli zor ve uzamış pandemi koşullarında kendi ilk yardım kitimizi oluşturmaktan, oksijen maskesini kendimize takmaktan ibaret bir farkındalık. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder