İlk öykülerinizi yazdınız. Ancak onlarla ne yapacağınızı, nasıl değerlendireceğinizi bilmiyorsunuz. Stephen May'in Yaratıcı Yazarlık kitabında yer alan tavsiyeler işinize yarayacaktır.
ÖYKÜNÜZÜ NERELERE GÖNDEREBİLİRSİNİZ?
Öykünüzü göndereceğiniz ilk yer çekmeceniz olmalıdır.
Tamamlanmış
kısa öykünüzü yazıp kâğıda döktükten sonra çekmecenize
koyup birkaç hafta dinlendirin. Öykünüz o çekmecede sönmüş
bir yanardağ gibi görünse de, bilinçaltınızın bir yerlerinde
lav püskürtmeye devam eder. Nihayet çekmeceden çıkarıp yeniden
okuduğunuzda, bulduğunuz yanlışların sayısına
inanamayacaksınız. Bu durum ne moralinizi bozsun ne de cesaretinizi
kırsın. Çünkü sürecin doğal ve gerekli bir parçası. Kâğıdın
kenarına notlar alarak dikkatli bir şekilde yeniden okuyun.
Düzeltmeleri mutlaka ama mutlaka ve daima kâğıda basılmış
kopya üzerinde yapın, ekranda değil. Bir şeyleri gözden kaçırma
ihtimali ekranda daha yüksektir.
Öykünüz
için en iyi pazarlardan biri, kısa öykü de yayımlayan edebiyat
dergileridir. Bu dergilerin hepsi şiir de kabul eder.* Eserinizi
göndermeyi düşündüğünüz dergiyi önce dikkatli gözle
inceleyin.
Öykünüzün
okurla buluşabileceği bir diğer adres de yarışmalardır.
Değişen miktarda para ödülleri de olan bu yarışmalara katılmak,
bu yolda ne kadar ilerlediğinizi sınamanın pratik bir yoludur.
Prusyalı subayların bedenlerinde düello izi biriktirmesi gibi,
yazarlar da reddedildiklerini bildiren kâğıt parçalarını
biriktirmeli ve yarışmalara böyle yaklaşmalıdır. Kazanmak,
olayın yalnızca bir boyutudur. Yarışmaların asıl işlevi, sizi
yeniden üretmeye özendirmesidir. Yarışmalar, elinizdeki herhangi
bir eski öyküyü gönderebileceğiniz yerler değildir. Her biri
fethedilecek bir dağdır. Yarışmaya, yeni keşfe hazırlanan bir
dağcı gibi etraflıca ve tam hazırlanmalısınız.
Yarışmalara
katılırken
Yarışmaların
hepsi aynı değildir. Bazıları sosyal bir etkinlik kapsamında
yapılırken, bazıları oldukça etkili ve itibarlıdır. Çoğunlukla
para ödülü ne kadar fazlaysa yarışmanın itibarı da o oranda
yüksektir. Tabii bu, yarışma da bir o kadar zorlu geçecek
demektir! Bir başka itibar göstergesi de yarışmanın kaç yıldır
yapıldığıdır.
Henüz yolun
başında olduğunuz için, önce daha az iddialı olanlara katılmak
isteyebilirsiniz. Bu yarışmaların katılımcı sayısı büyük
ihtimalle daha az olacak ve şansınız yaver giderse jüri üyeleri
her öykü için daha fazla zaman ayırabilecektir.
Bir
yarışmaya katılacağınız zaman, jüri üyelerini inceleyin.
Eserlerinin birkaçını okumaya çalışın. Yazdıkları size
heyecan vermediyse, onların da sizinle aynı frekansta olma ihtimali
düşük demektir.
Önceki
yarışmalarda ödül kazanan eserleri mutlaka okuyun. Ölçütün
ne olduğunu ve katılmaya değip değmeyeceğini anlamanın en iyi
yolu budur. Bu, aynı zamanda bir görgü kuralıdır. İnsanlar
öykünüzü okusun istiyorsanız, daha önce bu işi başarıyla
yapmış kimselerin eserlerini okumanız yerinde olur.
Yarışma
kurallarını dikkatle okuyun. Formları özenle doldurun. Sizden
istenen her şeyi yerine getirdikten sonra, zarfı postaya vermeden
bir kez daha kontrol edin. Gönderilen eserlerin telif hakkı, kısa
bir süreliğine yarışmayı düzenleyen kuruma verilir. Antoloji
hazırlamaları için verilen bu izin gayet makuldür. Ancak süre
sonunda telif haklarını üstünüze alın.
Eserinizi
gönderdikten sonra sizdeki kopya üzerinde herhangi bir değişiklik
yapmayın. Bunun gerçekten anlamı yok. Gerekli gördüğünüz
düzeltmeleri öykünüz dereceye girmezse yapar ve öykünüzü
başka bir yarışmaya gönderirsiniz.
*Stephen May, edebiyat dergilerinin hepsinin şiir de yayımladığını söylese de ülkemizde her edebiyat dergisinde şiir yayımlanmıyor. Şiirle ilgileniyorsanız, şiirlerinizi göndermeden önce hangi dergilerin şiire yer verdiğini araştırmalısınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder