12 Eylül 2014 Cuma

Camus-Sartre Çekişmesi-1


Ronald Aronson'un yazdığı Camus Sartre bir dostluk ve bitmeyen çekişmenin hikâyesi çok merak edilen Camus-Sartre çekişmesini ayrıntılı bir şekilde inceliyor. Kitap 10 bölümden oluşuyor: İlk Karşılaşmalar, İşgal, Direniş, Özgürlük, Savaş sonrası vaatler, Camus'nün dönüm noktası, Şiddet ve Komünizm, Patlama, Olayların toparlanması, gerçek rollerin oynanması, Yeniden seslerini duyurmak, Çıkış yok. Camus-Sartre meraklılarının elinin altında bulunması gereken önemli bir kaynak. Berna'dan okumak üzere ödünç aldığım kitaba neredeyse el koymuş durumdayım. Ne zaman kütüphanede kitapla göz göze gelsek artık geri vermem gerektiğini hatırlıyor ancak blogta yer vermeden sadece okuyup vermeye de gönlüm el vermiyordu. Kitabı iade etmeden önce yeniden okuyup önemli satır başlarını bloğumda paylaşmaya karar verdim. Bu yazıda kitabın ilk bölümüne dair okuma notlarıma yer vereceğim.



İlk karşılaşmalar
Cezayir'de yayımlanan günlük sol bir gazetede Okuma Odası isimli köşesinde Paris'te yayımlanan yeni romanlar hakkında eleştiri yazıları kaleme alan Camus, köşesinde Sartre'ın Bulantı ve Duvar romanlarına da yer verir. Bulantı hakkında yazdığı değerlendirme yazısının kapanışı eserden ne kadar etkilendiğini belli eder.
"Bu kendisinden her şey beklenebilecek bir yazarın ilk romanıdır. Bilişsel düşüncenin sınırlarının bu denli uç bir sınırında kalması, böylesi bir kıvraklık, böylesi sancılı bir berraklık, sınırsız bir yeteneğin göstergeleridir. Bulantı'yı, gelecek dersleri ve çalışmalarını sabırsızlıkla beklediğimiz, özgün ve güçlü bir aklın ilk çağrıları kılan öğeler de bunlardır."
Camus, o dönemde Paris'te henüz tanınmaz ancak Cezayir'de yayımlanmış iki deneme kitabı vardır: Yanlış Taraf ve Doğru Taraf, Düğünler
1940 yılında Paris'e gider. 1942 yılında Yabancı yayımlanır. Henüz karşılaşmamışlardır ancak aynı zamanda hevesli birer okur olan iki yazar birbirlerini yapıtları yoluyla tanımaktadır. Sartre, Yabancı hakkında 6000 kelimelik cömert ve ayrıntılı bir deneme yazar. İlk kez 1943 yılının başında Sartre'ın Sinekler isimli oyununun açılışında karşılaşırlar. Sartre lobideyken Camus yanına gider ve kendisini tanıtır.
Kısa sürede ilerleyen dostluklarında Camus'nün tiyatro sevgisinin yeri büyüktür. Cezayir'de yaşarken amatör bir tiyatro topluluğunun yönetmenliğini yapan Camus, Sartre'ın yeni oyunu Çıkış Yok'un prodüksiyonuna ilişkin bazı önerilerde bulunur. Bunun üzerine Sartre, Camus'ye oyunu yönetmesini ve başrol oynamasını teklif eder. Camus, Garcin rolü performansından hoşnuttur. Oyunu finanse eden adamın karısı direnişçi şüphesiyle yakalanınca maddi desteğini çekmek zorunda kalır. Sartre'a oyunu Paris sahnelerinde profesyonel olarak sergilenmesi teklifi gelir. Camus mecburen geri çekilir. Ancak dostlukları ilerler.
Camus'nün babası 1. D.S.ında başına bir şarapnel parçası isabet etmesi neticesinde ölür. Annesi evlere temizliğe gider. Okuma yazması yoktur. Camus, diplomasını Cezayir'den alır: Diplome d'etudes Superiure. Sartre ise  Ecole Normale Superiure diplomalı bir filozoftur. Tanıştıklarında Paris'in yazın ve kültür hayatında bilinen bir isimdir. O ve Beauvoir'ın etrafı 1930'lu yılların ortasından itibaren genellikle eski öğrencileri olan genç ve yetenekli kadın ve erkeklerle çevrilidir. Bu gençler onlara şehvetle bağlıdır. Aynı zamanda siyasi ve felsefi açıdan da takipçileri olan bu gençleri maddi olarak da desteklerler. Bir aile gibidirler. Camus, bu ailenin bir parçası olmaz. Her zaman yalnız ve bağımsız duruşunu korur.
Camus'nün aile üyelerinden biri olan Wanda Kosakiewicz ile ilişkisi Sartre'ın hiç hoşuna gitmez. Bu olayı sonradan Camus ile ilişkilerinin bozulmasına sebep olacak dört beş eylemden biri olarak gösterir. 1944 kışında tatil yapan Beauvoir'a bir mektup yazar.
"Camus'nün peşinden koşarken (Wanda) ne düşünüyordu acaba? Ondan ne istiyordu? Ben ondan daha iyi değil miydim? Ve daha nazik? Dikkat etmeliydi."

*Yazıda kullanılan görsel www.citybreaths.com adlı siteden alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder