Orhan Pamuk'un merakla beklenen romanı Kafamda Bir Tuhaflık, raflarda yerini alır almaz sosyal medyada hakkında en çok konuşulan kitap oldu. Şikayetçi değilim. İyi ki Twitter'ımız var da Semih Gümüş'ün romana dair yorumlarını okuyabiliyoruz. Semih Gümüş'ün okumasıyla eş zamanlı ilerlediğini tahmin ettiğim tweetlerini kendim için bir araya getirdim.
Orhan Pamuk'un Kafamda Bir Tuhaflık romanını okumaya başladım. Altı yıl aradan sonra bir Orhan Pamuk romanı okumak heyecan verici. Orhan Pamuk, her yazdığını merak ettiğimiz, iyi okuyup iyi değerlendirmeye çalıştığımız bir romancı, önemli bir yaratıcı yazar.
Orhan Pamuk'un Kafamda Bir Tuhaflık romanını okumaya başladım. Altı yıl aradan sonra bir Orhan Pamuk romanı okumak heyecan verici. Orhan Pamuk, her yazdığını merak ettiğimiz, iyi okuyup iyi değerlendirmeye çalıştığımız bir romancı, önemli bir yaratıcı yazar.
Orhan Pamuk'un Kafamda Bir Tuhaflık'ı sanırım en dikkatli okuduğum romanlarından biri olacak. Ne de olsa bir İstanbul ve dönem romanı. Kafamda Bir Tuhaflık'ı okurken anlatıcılara bakarak ilerlemek gerekir. Orhan Pamuk'un farklı bir anlatım biçimi denediği kuşkusuz. Üçüncü kişi anlatıcı romanın kişilerinden biri değil. Adları belirtilerek araya giren roman kişileri de, anlatılan öyküyü dışarıdan tamamlıyor. Kafamda Bir Tuhaflık klasik romanın hikâye anlatma coşkusuna kapılıp giderken post modern tekniklerin olanaklarını da kullanıyor. İlgi çekici.
Kafamda Bir Tuhaflık'ın 62. sayfasında Süleyman, roman kişilerinden olmayan anlatıcıya, "Doğru değil," diye yanıt verir. Düşünelim.
Kafamda Bir Tuhaflık, anlatıcının nasıl anlattığına, kişilerin birinci kişi ağzından hikâyeye nasıl katıldıklarına bakarak da okunmalı.
Kafamda Bir Tuhaflık bir dönem romanı da. Dönemin bilgisi pek çok ayrıntıyla verilir. Bazen doğrudan, bazen kişilerin yaşadıkları içinden. Romancı, dönemi anlatan bilgileri ayrıntılı biçimde araştırır. Onları aktarmak için değil, kendi bildiklerinden daha çoğunu öğrenmek için. Gerçeğin bilgisini ayrıntılı biçimde araştırmak yaratacağınız kurmaca dünyaya sahici, inandırıcı, tutarlı bir gerçeklik kazandırmak içindir.
Kafamda Bir Tuhaflık'ta hikâye anlatılırken araya sokulan kişiler, romanın büyük hikâyesinin gerekli yerlerine kayıt düşer gibi konuşur. Kurmaca anlatının motorunu, anlatıcının bıraktığı yerden kişilerin söz alması biçiminde çalıştırıyor Orhan Pamuk. Anlatı böylece akar.
Orhan Pamuk Kafamda Bir Tuhaflık'ın hikâyesini taşkın bir tutkuyla anlatıyor. Hikâye anlatma yetkinliği önemli. Romanın özelliklerinden. Kafamda Bir Tuhaflık, coşkuyla anlatılan hikâyesi ve hikâyeye katılan çok sayıda kişisiyle Latin Amerika romanındaki örnekleri hatırlatıyor.
Orhan Pamuk'un en sevdiği romanlarından birinin Kafamda Bir Tuhaflık olacağından kuşkum yok. Bazı romanlar vardır, çok iyidir, önemlidir, her şeyi tastamamdır ama bir de büyük romanlar vardır, dünyası, anlatım biçimi ona uygundur. Orhan Pamuk'un Kafamda Bir Tuhaflık'ı kendisi için bir büyük roman olarak tasarlayıp yazdığını, bu romanına çok önem vereceğini düşünüyorum. Orhan Pamuk'un Kafamda Bir Tuhaflık romanına en uzak duracak okur bile, romanın çok önemli bir dönemi anlatan hikâyesini ilgiyle okuyabilir. Şu da var: Romanların anlattığı hikâyeler ne yazık ki pek ilgi çekici olmazken Kafamda Bir Tuhaflık'ın çok ilgi çekici bir hikâyesi var. Kafamda Bir Tuhaflık'ın hikâyesi tuğlaları üst üste koyarak gelişiyor. Sonunda hikâye anlatmayı çok seven bir yazar v var. Bu da önemli.
Orhan Pamuk'un Kafamda Bir Tuhaflık'ı da başından sonuna her sahnesini önceden tasarlayıp gözlerinin önünde canlandırarak yazdığı belli. Bu romanı okurken her sahneyi gözlerimizin önünde canlandırarak okuyabiliriz, bu bir roman anlayışıdır ve her roman elbette böyle yazılmaz.
Orhan Pamuk'un son romanları önceki dönemlerdeki satış sayısına ulaşmıyordu. Masumiyet Müzesi, Kara Kitap ve Yeni Hayat kadar satılmadı. Yanılır mıyım bilmem ama bir öngörü: Anlattığı dönemin önemi, merakla ve kolay okunan hikâyesi nedeniyle Kafamda Bir Tuhaflık çok satılacak.
Kafamda Bir Tuhaflık'ın 1969'dan sonraki kırk yılı kapsayan hikâyesinde, günümüzde yaşananlara göndermeler var. Bknz. s.114 ve dahası...
Orhan Pamuk'un Kafamda Bir Tuhaflık'ı dünyadaki okurlarını da göz önünde tutarak yazdığı söylenebilir. Bir Türkiye ve İstanbul gerçekliği...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder