1 Aralık 2014 Pazartesi

NASIL YAZAR/ŞAİR OLDUM? (6)

BİR DİLİM ÇİLEKLİ PASTA İÇİN YAZIYORUM


İlkokuldayım. Dört ya da beş. Okulumuzdaki ‘23 Nisan’ konulu şiir yarışmasında birinci olmuşum. Ödül töreninden önce bir oyun sergilenecek. Ben Atatürk’üm. Atatürk’ün şakalaştığı çocuğu oynayan arkadaş hem sarışın hem de benden uzun. Bu yüzden Atatürk’ü aslında onun canlandırması gerektiğini düşünüyor herkes. Öğretmenin bana iltimas geçtiğini… Üzgünüm biraz. Sabah ben evden çıkarken annemin karnında bir ağrı. Ona da canım sıkılıyor. Annem beni izlesin istiyorum. Zaten yaptığım her şey onu mutlu etmek için. Kederli bir kadın annem. Yüzünde kahverengi lekeler. Ben doğarken olmuş. Suçlu hissediyorum. Çok çalışıyorum. Sabaha kadar oyun metnini içmişim. Ama bizim oralar malum. Her mevsim yağışlı. Binaya doluşuyoruz hemen. İtiş kakış. İşte o an annemi görüyorum. Bahçedeki ağacın altında. Diğer birkaç anne-babayla. Yanımıza gelmeye çalışıyorlar. Müdür, “Veliler dışarıda beklesin!” deyince… Hain adam. Annem sırsıklam. Karnını tutarak gidişini izliyorum camdaki boşluktan. O gün gökkuşağını müteakip tören yapılıyor. Sarışın rolüne çalışmamış; unutuyor, karıştırıyor. Şiir yarışmasından dolma kalem kazanmışım. Eve gidince anneme gösteriyorum, “Keşke bisiklet verselerdi,” diyorum. Gülüyor. Hapşırıyor. Şifayı kapmış. Ama karnının ağrısı geçmiş -ya da öyle söylüyor. Bana en sevdiğim çilekli pastayı yapmış. Daha büyük bir ödül olabilir mi?
İkinci şiirimi lise hazırlıktayken yazıyorum. Annemin öldüğü sene. Öğretmenim şiiri çok beğeniyor. İleride yazar olabileceğimi söylüyor. Umursamıyorum. Bir daha şiir yazmıyorum. Ölmek istiyorum. Defterlere, sıralara, ağaçlara hep bunu...
Ölememekle geçen on yılın ardından, kitaba, kaleme ve haliyle hayata yeniden sarılıyorum. Özel bir akademiye gidiyorum, reklamcılık eğitimi için. Yaratıcı yazarlık hocamız Bilgin Adalı. İlk derste bizden ‘duvar’ konulu bir yazı yazmamızı istiyor. Ertesi gün sınıfa girer girmez “Hakkı İnanç hanginiz?” diye soruyor. Korkuyorum. Herkes duvarlara derdini dökerken benim güzel bir öykü kurduğumu söylüyor Bilgin Hoca. Damağımda annemin çilekli pastası… Sonra durmadan yazıyorum.
Hakkı İnanç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder