25 Aralık 2014 Perşembe

ALLAN W. ECKER'A GÖRE ÖYKÜLERİN KONTROLÜ

Öyküleri yayımlanmayan bir yazarın çeşitli yakınma ifadelerinden biri şöyledir: "Ah, keşke birisi bana bu öyküde neyin yanlış olduğunu söylese!"
Eğer bu sözcükler size tanıdık geliyorsa, bir iddiayı kaybettiniz demektir: Yazmaya başladığınızdan bu yana, uygun bir eleştirmene sahipsiniz. O da yalnızca sizsiniz!
Genel olarak, yayımcıların reddettiği öykülerin çoğunda, çok sık rastlanan 24 önemli nokta vardır. Bunların bazıları, öykünün hemen reddedilmesine neden olacak kadar belirgindir. Diğerleri ise yalnızca yazma teknikleriyle ilgili bilgisizlikle ya da açık seçik bir düşünceden yoksun olmakla ilgilidir.
Eğer bir kısmı atılmayı gerektiren çok uzun bir öykünüz varsa, aşağıda belirtilen 24 hatayı kontrol ettiğinizde, buna neden olan suçluyu onların arasında bulabilirsiniz. Mümkün olduğu kadar, soğukkanlı, analitik bir gözle ve kendinize karşı dürüst kalarak kontrol etmelisiniz.

 
Satılmayan Öyküler İçin Kontrol Listesi
1)Doğru başlangıç yaptınız mı?
Öykünün başlangıç yerini belirlemek hiç kolay değildir. Seçtiğiniz girişin doğru olup olmadığını anlamak için en iyi yol ikinci, üçüncü ve daha sonraki olayları anlatıdan çıkarıp girişi tekrar formüle etmektir.
2)Başlangıcınız yavaş mı?
Girişi çok uzatmayın. Okurun ilk elli sözcükte kaybedilme olasılığı, anlatının herhangi bir yerinde kaybetme olasılığından yüksektir.
3)Öykünün genel atmosferini oluşturdunuz mu?
Belirgin ve temel bir atmosfer öykünün bütününe yayılmalıdır. Bu atmosfer mutluluk, korku, kuşku ya da umut gibi bir düzineden fazla durum olabilir. İlk sayfayı okuyup bitirdiğinizde, kendinizi bu atmosfer içinde bulmuyorsanız, yazı makinasının başına geri dönmelisiniz!
4)Geri dönüşlerde (flashback) dikkatli davrandınız mı?
Şimdi'den ansızın bir kopuş be ansızın bir geri dönüş, okurun ilgisini çabuk kaybettirebilir. Bu teknik konusunda usta değilseniz, mümkün olduğu kadar geri dönüş kullanmaktan kaçının ve öykünün baştan sona doğru düzenli akıp gitmesi için gerekeni yapın.
5)Bildiğiniz şeyleri mi yazdınız?
Yıllar önce iyi ses getirmiş Everglades'ı yazdığımda, bir okur Florida'da ne kadar yaşadığımı sorduğunda kendimi ukala hissetmiş ve gururlu bir biçimde, orada hiç bulunmadığımı söylemiştim. Gurur balonum çabucak söndü. Çünkü Florida'da yaşamış olan bir okur, Evergalde'ların, Florida'da yetişmeyen çınar ağaçları olduğunu söylemişti. Bu yüzden ne yazdığınızı bilin.
6)Öykünüzü güncelleştirdiniz mi?
Belli bir dönemle ilgili yazmıyorsanız, o döneme özgü argoyu ya da söylem biçimini içeren diyalogları kullanmayacağınızdan eminim. Çünkü bu birçok modern öyküde  rastlanan hatadır. Bize sık sık hatırlatılan, "habersizce değişen şeyler" olan fiyatlardan, tarzlardan ve diğer etkenlerden nasıl söz ettiğinize dikkat edin.
7)Gereksiz eylemler mi kullandınız?
Eğer karakteriniz öyküyle ilgisi olmayan şeyler söylüyor ya da yapıyorsa, en iyisi onları çıkartın. Okuru, bir yere götürmediğine inandığı ve sonu olmayan şeyler kadar rahatsız eden pek az şey vardır.
8)Gerektiğinden çok fazla mı kelime kullandınız?
Aynı cümlede ya da paragrafta gereğinden fazla sözcük kullanılmaz. Bazı durumlarda, öykünün atmosferini yakalamak ya da vurgu yapmak için gereğinden fazla sözcük kullanılabilir ama buna çok kaçınılmaz olduğunda başvurun.
9)Öykünüzde gereksiz karakterlere mi yer verdiniz?
Öykünün amacına uymayan gereksiz karakterler okuru yalnızca şaşırtır. Çıkarmaktan çekinmeyin.
10)Karakterlerinizi "karakter" olarak koruyabildiniz mi?
Öykünüzü istediğiniz gibi sonlandırabilmek için karakterlerinizi ansızın değiştirmeyin.
11)Çok sık kullandığınız sözcük ya da cümle var mı?
Bazı sözcükler bir öyküde kesinlikle sık kullanılabilir ama diğerlerinin bir kez kullanılması yeterlidir. Çalıştığınız öyküde sık kullanılan aynı sözcük ya da cümlelere rastlıyorsanız, geri dönüp sözcük dağarcığınızı gözden geçirmeli ve gerekli düzeltmeleri yapmalısınız.
12)Diyaloglarınız çok mu resmi?
Zihinde tasarlanmış konuşmalar, gerçek konuşmalardan farklıdır. Diyalogları sesli okuyun. Sonra okumadan diyalogları doğal bir biçimde konuşmaya çalışın. Diyaloglarınızın, ilk taslağınızdaki yapay konuşmaları daha doğal biçime getirdiğini göreceksiniz.
13)Ele aldığınız olaylar doğru mu?
Ayı bir gezegen olarak mı tanımladınız? (O bir uydudur.) 1820'de yapılan bir savaştaki asker, 1835'te icat edilecek olan "revolver" mi kullanıyor? Birçok insan, sizin gibi bu yanlışları fark etmeyebilir ama öykünüzü mahveden bu yanlışları gören bir editörün gözleri şaşkınlıktan fal taşı gibi açılacaktır. Bu duruma düşmemek için öykünüzü birkaç kez kontrol edin. Doğru olması için ne yapmanız gerektiğini araştırın. Tahminlere güvenmeyin!
14)Öykünüzün sahnesini ya da atmosferini mi bozdunuz?
Kahraman Bill Jones, tehlikeli bir dağ yolunda tökezlediği zaman kırılan kolu, gözleri kanlanmadan önce acıdan titriyordu. Çölde, hemen yanında açmış olan mavi çiçeklerin kokusunu hissetmiyordu bile... Ve siz de hissetmemelisiniz. Konu dışı sorunları öykünüze nasıl soktuğunuza dikkat edin, özellikle öykünün doruk noktalarında.
15)Öykünüz sıradan mı yoksa özgün mü?
Eğer öykünüzdeki kadın, "saçları olgun buğday renginde, gözleri duru havuzlar gibi, vücudu Venüs gibi ve sevişirken cilveli bir şekilde, 'daha önce hiç böyle hissetmemiştim'" gibi ifadelerle anlatılıyorsa, kesinlikle editör de böyle hissetmemiştir ama duygusu yalnızca mide bulanışı olacaktır. Sonuç: Öykünüz reddedildi!
16)Öykünüzdeki eylemler tutarlı mı?
Öykünüzde anlattığınız her şey sorunsuz ve doğal biçimde gelişiyorsa işler yolunda demektir. Ama öykünüzle bağdaşmayan bir olay, düşünce ya da betimleme varsa, kahraman öykünün akışı içinde mantıklı, anlaşılır ve kabul edilebilir biçimde izlenemiyorsa, şansınız kaybediyorsunuz demektir.
17)Okunmaya değer, anlamlı şeyler anlattınız mı?
Yeni bitirdiğiniz bir öyküye hafif bir romantizm, derin bir gizem ya da çetrefil bir düğüm egemen olabilir ama yeniden okuyup bitirdiğinizde gerçekten okunmaya değer bir şeyler anlattığınızı görüyor musunuz? Eğer öykünüz okur tarafından on dakika sonra unutulacak türden bir öykü ise emin olun yayıncı tarafından da on dakika içinde çöp kutusuna atılacaktır.
8)Öykünüz mantıklı mı?
En düşsel bilimkurgular bile yazılırken bir mantıksal sistem çerçevesi içinde geliştirilmelidir. Öykünüzün türü ne olursa olsun bu kural geçerlidir. Yazdığınız bir öyküyü tekrar okurken şu soruyu sormayı asla unutmayın: "Anlatılan olaylar mantıklı bir akış izliyor mu?"
19)Öykünüzün kahramanı kendi sorunlarını kendisi mi çözüyor?
Kahramanınızın sorunlarını çözmesi için depremlere, yıldırımlara, tren ya da otomobil kazalarına, doğal felaketlere ya da tanrıya güvenmeyin. Eğer kahramanınız kendi sorunlarını kendi çözememişse öykünüz havada kalmış demektir.
20)Yazdığınız bir öykü mü yoksa düz yazı mı?
Öykü bir açıklama ya da betimleme değildir. Öykü, belirli bir çözüm ve sonuç gerektiren bir durum yaratan olaylar dizisidir. Bunu sakın unutmayın.
21)Düğüm bölümü çok mu kısa?
Öykünüzü tasarlarken kurduğunuz düğümle ilgili altyapıyı oluşturmak için sayfalarca şey anlatıp okurun ne olduğunu anlayamadan, hatta kendini aldatılmış hissedebileceği biçimde kısaca özetleyip bitirdiniz mi? Unutmayın, öykünün doruk noktası çok önemlidir. Bu noktayı diğer olaylar gibi özetleyip havada bırakamazsınız.
22)Öykünüzü çok erken ya da çok mu geç bitirdiniz?
Öykünüzü doruk noktasının hemen başında bitirmeniz okuru rahatsız eder. Ancak doruk noktasını gereksiz yere uzatarak öykünün sonuna gelmek için zaman geçirmeniz de okuru sıkar ve düş kırıklığına uğratır. Doruk noktasının akışını bozmadan kendi doğallığı içinde öyküyü bitirin.
23)Yalnızca kendiniz için mi yazdınız?
Bir yazar kendisini mutlu edecek yazınsal faaliyetlerde bulunmalıdır ama eğer günlük yazmıyorsa anlattığı şeylerin okur için de ilginç biçime gelmesini sağlamalıdır. Kendinize her zaman şu soruyu sorun: "Eğer ben okurun yerinde olsam ve karakterleri yalnızca bu yazdıklarımla tanımak zorunda olsam acaba yazdıklarım yeterli olur mu?"
24)Öykünüz okuru düşündürüyor mu?
Bir çok öykünün başarısız olmasının nedenlerinden biri, okurun yaratıcılığını ve düş gücünü zorlayıcı bir şey bırakmamasıdır. Anlatılanları görselleştirebilmesi ve bir çerçeveye oturtabilmesi için okura şans tanıyın ama kaybolup gideceği sonlara da izin vermeyin.

Yukarıdaki kontrol listesi, yazarların yaptığı tüm yanlışları içermemektedir. Ayrıca uyulması gereken katı ve kesin kurallar olarak da görülmemeli. Bunlar yalnızca yazarların genel olarak yaptığı yanlışlardır.

Kaynak: Öykü Yazma Teknikleri Hazırlayan Salih Bolat
               Varlık Yayınları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder