23 Kasım 2014 Pazar

GAYE DİNÇEL İLE SÖYLEŞİ


2013'ün Eylül ayıydı. Hayatıma kalıcı olarak yazıyı yerleştirmek istiyordum. Ne okurluğumdan ne de yazarlığımdan emindim elbette. Kendimi geliştirmek, daha iyi bir okur, daha iyi bir yazan olmak, edebiyat solumak istiyordum. İstanbul'da yaşamaya devam ediyor olsaydım işim kolaydı. Gider, sevdiğim bir yazarın Yaratıcı Yazarlık Atölyesi'ne kaydolurdum. Oysa şimdi Çanakkale'deydim ve yazdıklarımı paylaşabileceğim, eksiklerimi, yazıda aksayan, kusurlu yanlarımı bana gösterebilecek bir çevrem yoktu. Google'da online yaratıcı yazarlık atölyesi diye bir aratma bile yaptım. Pek de güven vermeyen bir eğitim buldum. Araştırmaya devam ederken yazıçizi adında bir blogla karşılaştım. Gaye Dinçel'le bu şekilde tanıştık. Birbirimizin ne sesini duyduk ne de yüzünü gördük. Metinler gitti geldi aramızda. Benim Word ile yazmayı bilmediğim ortaya çıktı. (") işaretinin yerini öğrendim, imla kılavuzunu baş ucumdan eksik etmeden yazmayı, metni fazlalıklarından arındırmayı... Altzine'de yayımlanan Praglı Thonet ve Kafka, Anne Frank'la Göğe Bakmak metinlerimin ilk okuru, eleştirmeni, düzeltmeni oldu. Metinlerim silgisinden sık sık nasibini aldı. Yazı benim için hâlâ çok kaygan bir zemin. Orada kendimi çok da mutlu hissetmiyorum. Okuduğum onca mükemmel metinden sonra sık sık cesaretim kırılıyor, bir tıkla öykü göndermek mümkün dergilere ancak elim gönder tuşuna gitmiyor. Korkuyorum. İyi bir okur olmak daha kıymetli diyorum kendi kendime ama yine de yazıdan uzak duramıyorum. Bugün biraz daha iyi yazabiliyorsam, bir nebze de olsa yazdıklarımı doğru değerlendirebiliyorsam, iç eleştiri gücü edinebildiysem bunda Gaye Dinçel'in katkısı vardır. Ben onunla tanıştığıma çok memnun oldum. Siz de tanıyın istedim. Buyurun, okumak, yazmak, editörlük hakkındaki söyleşimize.


50 kelimeyle otobiyografinizi alabilir miyim?

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. Bir süre avukatlık yaptım, sevdiğim işe dönme arzusuyla editörlüğe başladım. Öğrenciyken dergilerde çalışmıştım. Yayınevlerinde editörlük yaptıktan sonra bağımsız çalışmaya karar verdim. yazı çizi adlı bloğumu açtım, üç yıldır çeşitli blog ve sitelerde yazıyorum. Kitap ve blog editörlüğü yapıyorum. yazı çizi atölyeleri düzenliyor, yazışarak danışmanlık veriyorum.

Asıl mesleğiniz avukatlığı bırakıp editörlüğe geçişiniz nasıl oldu?

Lisedeyken gazeteci olmak istiyordum. Avukatlık ikinci seçenekti. Sınav sisteminin cilvesi… Fakültedeyken dergilerde çalıştım, yazdım, düzelttim, düzenledim. İşi öğrenip sevdim. Avukatlık döneminde eğitim hazırlıklarında yer aldım, yazıp çizdim. Avukatlık çok yıpratıcı bir meslek. Bir gün yettiğini fark ettim, sevdiğim işi yapmaya karar verdim. Epeyce iş aradım, yayıncılar, gazeteciler beni avukat olarak gördüğünden zor oldu. Sonunda bir yerden başladım.

Sizce editör kimdir? İyi bir editörün taşıması gereken üç özellik nedir?

Editör, metni kitaba dönüştüren insandır. Metni yapboz gibi görüp doğru parçaları doğru yerlere koymalı. Metni fazlalıklardan arındırmalı, duru su gibi akıp gitmesini sağlamalı. Yazara metni zenginleştirecek önerilerde bulunmalı, ama yazarın yerine yazmamalı.

Size gelen metinlerde değişiklik ya da düzeltme önerdiğinizde yazar/yazar adaylarının tepkisi ne oluyor? Bir dosya yazar/yazar adayı ve editör arasında kaç kere gider gelir? Başınızdan geçen ilginç bir anı var mı?

Yazarla karşılıklı saygı ilişkisi kurulursa süreç keyifle işler. Yazar/yazar adayı genellikle önerilerimi gerekli görüyor, dikkate alıyor. Tamamına uymak zorunda değil, sonuçta yazan o. Metnin olgunlaşmasına bağlı olarak bir kerede bitebileceği gibi üç dört kez de gelip gidebilir. İlginç bir anım yok galiba.

Hangi kitabı yayına hazırlamak isterdiniz?

Editörlüğe yeni başladığım dönem, en sevdiğim yazarların editörü olmayı hayal ederdim. Zamanla bunun hiç iyi bir fikir olmadığını anladım. En güzeli okur olarak hazıra konmak. Sadece bir istisna oldu. Çok sevdiğim Ursula K. Le Guin’in yayımlanmamış bir çocuk kitabını bulduk, Balık Çorbası. Editörlüğünü ben yapmadım, ama yayın yönetmeni olarak katkıda bulundum. Kitabı elime aldığımda o eski hayalimin gerçekleştiğini hissettim.

Yazmaya yeni başlayanlara hangi kitapları ellerinin altında bulundurmalarını tavsiye edersiniz?

Yazarlıkla ilgili çok kitap var, seçmek zor. Öğrencilerime önerdiğim bir liste var. Kitapları inceleyip kendilerine uygun bulduklarını seçiyorlar:

  • Türkçe Sorunları Kılavuzu / Necmiye Alpay / Metis Yayınları
  • Virginia Woolf’tan Yazarlık Dersleri / Danell Jones / Timaş Yayınları
  • Yazma Arzusu”: Roland Barthes/ Haz. Mehmet Rifat / Sel Yayıncılık
  • Büyübozumu: Yaratıcı Yazarlık / Murat Gülsoy / Can Yayınları
  • Yazma Sanatı / Stephen King / Altın Kitaplar
  • Yazarın Odası / Haz. Philip Gourevitch / Timaş Yayınları
  • Yaratıcı Yazarlık / Stephen May / Optimist Kitap
  • Bebek Patikleri: Kısa Öykü / Aydın Şimşek / Kanguru Yayınları
  • Yaratıcı Yazmanın Hazzı / Gülayşe Koçak / Alfa Yayınları

Ayrıca bol bol öykü ve şiir okumalarını öneriyorum. Roman ve felsefe de olmazsa olmaz. Kısa öykücülerden Etgar Keret’i en az beş kere tavsiye ediyorum.

Basılı ve dijital çeşitli mecralarda kitap tanıtım yazıları yazıyor, yazı çizi'de ağırlıklı olarak yazma önerilerinizi paylaşıyorsunuz. Kurmaca bir metin üzerinde çalışıyor musunuz?

Evet, çocuklara yönelik öyküler yazıyorum. En sevdiklerim çocuk kitapları. Yazmak da çok eğlenceli.

Metinlerinizin editörlüğünü kim yapsın isterdiniz?

Yıllardır tanıdığım editör arkadaşlarım var. Öykülerimi gözden geçiriyorlar, sağ olsunlar.

Son olarak okur Gaye Dinçel'i tanıyabilir miyiz? En çok kimleri okumayı sever? Kütüphanesinin kıymetli yazarları kimdir? Kimleri dönüp dönüp okur?

Çocuk kitapları yaşama sebebim. Okuma terapisi için ideal. Farklı bakış açılarını hatırlamak için de. “Çıtır Çıtır Felsefe” serisi her yaş için harika. Bu alanda sayamayacağım kadar çok iyi yazar var. Özellikle Günışığı Kitaplığı’nın kitaplarını beğeniyorum.

Fantastik ve bilimkurguda Ursula K. Le Guin benim yazarım. Yerdeniz serisini herkes okusa keşke, özellikle gençler. Bizden Barış Müstecaplıoğlu’nu da severek okudum.

Polisiye kitaplar say say bitmez, kitaplığımın çoğunu kaplıyorlar. Bizden Esra Türkekul, Esmehan Aykol, Algan Sezgintüredi, Celil Oker; dünyadan Lawrence Block, Sue Grafton, Edgar Allan Poe ilk sıralarda.

Diğer roman ve öyküler için uzun bir liste yapmak lazım. Kıymetli yazarım Edgar Keret.

Şiir ve felsefe kitapları hep başucumda, dönüp dönüp okurum. Şiirde eskilere daha fazla bağlıyım. Doğu felsefesine de…

Yeniden okuduğum romanlar, öyküler de var. Kürk Mantolu Madonna’yı 20 yaşındayken çok severek okumuştum. 40 yaşında yeniden elime aldım. Eskimiş sayfalar bu kez bambaşka sözler fısıldadı bana. Yine çok güzeldi ama aynı kitap değildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder