2013'ün
Eylül ayıydı. Hayatıma kalıcı olarak yazıyı yerleştirmek istiyordum. Ne okurluğumdan ne de yazarlığımdan emindim elbette. Kendimi geliştirmek, daha iyi bir okur, daha iyi bir yazan olmak, edebiyat solumak istiyordum. İstanbul'da yaşamaya devam ediyor olsaydım işim kolaydı. Gider, sevdiğim bir yazarın Yaratıcı Yazarlık Atölyesi'ne kaydolurdum. Oysa şimdi Çanakkale'deydim ve yazdıklarımı paylaşabileceğim, eksiklerimi, yazıda aksayan, kusurlu yanlarımı bana gösterebilecek bir çevrem yoktu. Google'da online yaratıcı yazarlık atölyesi diye bir aratma bile yaptım. Pek de güven vermeyen bir eğitim buldum. Araştırmaya devam ederken yazıçizi adında bir blogla karşılaştım. Gaye Dinçel'le bu şekilde tanıştık. Birbirimizin ne sesini duyduk ne de yüzünü gördük. Metinler gitti geldi aramızda. Benim Word ile yazmayı bilmediğim ortaya çıktı. (") işaretinin yerini öğrendim, imla kılavuzunu baş ucumdan eksik etmeden yazmayı, metni fazlalıklarından arındırmayı... Altzine'de yayımlanan Praglı Thonet ve Kafka, Anne Frank'la Göğe Bakmak metinlerimin ilk okuru, eleştirmeni, düzeltmeni oldu. Metinlerim silgisinden sık sık nasibini aldı. Yazı benim için hâlâ çok kaygan bir zemin. Orada kendimi çok da mutlu hissetmiyorum. Okuduğum onca mükemmel metinden sonra sık sık cesaretim kırılıyor, bir tıkla öykü göndermek mümkün dergilere ancak elim gönder tuşuna gitmiyor. Korkuyorum. İyi bir okur olmak daha kıymetli diyorum kendi kendime ama yine de yazıdan uzak duramıyorum. Bugün biraz daha iyi yazabiliyorsam, bir nebze de olsa yazdıklarımı doğru değerlendirebiliyorsam, iç eleştiri gücü edinebildiysem bunda Gaye Dinçel'in katkısı vardır. Ben onunla tanıştığıma çok memnun oldum. Siz de tanıyın istedim. Buyurun, okumak, yazmak, editörlük hakkındaki söyleşimize.
50
kelimeyle otobiyografinizi alabilir miyim?
Ankara
Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. Bir süre avukatlık
yaptım, sevdiğim işe dönme arzusuyla editörlüğe başladım.
Öğrenciyken dergilerde çalışmıştım. Yayınevlerinde editörlük
yaptıktan sonra bağımsız çalışmaya karar verdim. yazı çizi
adlı bloğumu açtım, üç yıldır çeşitli blog ve sitelerde
yazıyorum. Kitap ve blog editörlüğü yapıyorum. yazı çizi
atölyeleri düzenliyor, yazışarak danışmanlık veriyorum.
Asıl
mesleğiniz avukatlığı bırakıp editörlüğe geçişiniz nasıl
oldu?
Lisedeyken
gazeteci olmak istiyordum. Avukatlık ikinci seçenekti. Sınav
sisteminin cilvesi… Fakültedeyken dergilerde çalıştım, yazdım,
düzelttim, düzenledim. İşi öğrenip sevdim. Avukatlık döneminde
eğitim hazırlıklarında yer aldım, yazıp çizdim. Avukatlık çok
yıpratıcı bir meslek. Bir gün yettiğini fark ettim, sevdiğim
işi yapmaya karar verdim. Epeyce iş aradım, yayıncılar,
gazeteciler beni avukat olarak gördüğünden zor oldu. Sonunda bir
yerden başladım.
Sizce
editör kimdir? İyi bir editörün taşıması gereken üç özellik
nedir?
Editör,
metni kitaba dönüştüren insandır. Metni yapboz gibi görüp
doğru parçaları doğru yerlere koymalı. Metni fazlalıklardan
arındırmalı, duru su gibi akıp gitmesini sağlamalı. Yazara
metni zenginleştirecek önerilerde bulunmalı, ama yazarın yerine
yazmamalı.
Size
gelen metinlerde değişiklik ya da düzeltme önerdiğinizde
yazar/yazar adaylarının tepkisi ne oluyor? Bir dosya yazar/yazar
adayı ve editör arasında kaç kere gider gelir? Başınızdan
geçen ilginç bir anı var mı?
Yazarla
karşılıklı saygı ilişkisi kurulursa süreç keyifle işler.
Yazar/yazar adayı genellikle önerilerimi gerekli görüyor, dikkate
alıyor. Tamamına uymak zorunda değil, sonuçta yazan o. Metnin
olgunlaşmasına bağlı olarak bir kerede bitebileceği gibi üç
dört kez de gelip gidebilir. İlginç bir anım yok galiba.
Hangi
kitabı yayına hazırlamak isterdiniz?
Editörlüğe
yeni başladığım dönem, en sevdiğim yazarların editörü olmayı
hayal ederdim. Zamanla bunun hiç iyi bir fikir olmadığını
anladım. En güzeli okur olarak hazıra konmak. Sadece bir istisna
oldu. Çok sevdiğim Ursula K. Le Guin’in yayımlanmamış bir
çocuk kitabını bulduk, Balık Çorbası. Editörlüğünü
ben yapmadım, ama yayın yönetmeni olarak katkıda bulundum. Kitabı
elime aldığımda o eski hayalimin gerçekleştiğini hissettim.
Yazmaya
yeni başlayanlara hangi kitapları ellerinin altında bulundurmalarını
tavsiye edersiniz?
Yazarlıkla
ilgili çok kitap var, seçmek zor. Öğrencilerime önerdiğim bir
liste var. Kitapları inceleyip kendilerine uygun bulduklarını
seçiyorlar:
- Türkçe Sorunları Kılavuzu / Necmiye Alpay / Metis Yayınları
- Virginia Woolf’tan Yazarlık Dersleri / Danell Jones / Timaş Yayınları
- “Yazma Arzusu”: Roland Barthes/ Haz. Mehmet Rifat / Sel Yayıncılık
- Büyübozumu: Yaratıcı Yazarlık / Murat Gülsoy / Can Yayınları
- Yazma Sanatı / Stephen King / Altın Kitaplar
- Yazarın Odası / Haz. Philip Gourevitch / Timaş Yayınları
- Yaratıcı Yazarlık / Stephen May / Optimist Kitap
- Bebek Patikleri: Kısa Öykü / Aydın Şimşek / Kanguru Yayınları
- Yaratıcı Yazmanın Hazzı / Gülayşe Koçak / Alfa Yayınları
Ayrıca bol bol öykü ve şiir okumalarını
öneriyorum. Roman ve felsefe de olmazsa olmaz. Kısa öykücülerden
Etgar Keret’i en az beş kere tavsiye ediyorum.
Basılı
ve dijital çeşitli mecralarda kitap tanıtım yazıları yazıyor,
yazı çizi'de ağırlıklı olarak yazma önerilerinizi
paylaşıyorsunuz. Kurmaca bir metin üzerinde çalışıyor musunuz?
Evet,
çocuklara yönelik öyküler yazıyorum. En sevdiklerim çocuk
kitapları. Yazmak da çok eğlenceli.
Metinlerinizin
editörlüğünü kim yapsın isterdiniz?
Yıllardır
tanıdığım editör arkadaşlarım var. Öykülerimi gözden
geçiriyorlar, sağ olsunlar.
Son
olarak okur Gaye Dinçel'i tanıyabilir miyiz? En çok kimleri
okumayı sever? Kütüphanesinin kıymetli yazarları kimdir? Kimleri
dönüp dönüp okur?
Çocuk
kitapları yaşama sebebim. Okuma terapisi için ideal. Farklı bakış
açılarını hatırlamak için de. “Çıtır Çıtır Felsefe”
serisi her yaş için harika. Bu alanda sayamayacağım kadar çok
iyi yazar var. Özellikle Günışığı Kitaplığı’nın
kitaplarını beğeniyorum.
Fantastik ve
bilimkurguda Ursula K. Le Guin benim yazarım. Yerdeniz serisini
herkes okusa keşke, özellikle gençler. Bizden Barış
Müstecaplıoğlu’nu da severek okudum.
Polisiye
kitaplar say say bitmez, kitaplığımın çoğunu kaplıyorlar.
Bizden Esra Türkekul, Esmehan Aykol, Algan Sezgintüredi, Celil
Oker; dünyadan Lawrence Block, Sue Grafton, Edgar Allan Poe ilk
sıralarda.
Diğer roman
ve öyküler için uzun bir liste yapmak lazım. Kıymetli yazarım
Edgar Keret.
Şiir ve
felsefe kitapları hep başucumda, dönüp dönüp okurum. Şiirde
eskilere daha fazla bağlıyım. Doğu felsefesine de…
Yeniden
okuduğum romanlar, öyküler de var. Kürk Mantolu Madonna’yı
20 yaşındayken çok severek okumuştum. 40 yaşında yeniden elime
aldım. Eskimiş sayfalar bu kez bambaşka sözler fısıldadı bana.
Yine çok güzeldi ama aynı kitap değildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder