Dişçiye ilk kez ne zaman gittiğini anımsamıyordu. Sağ üst tarafta, dolgusu düşmüş bir dişi vardı. Eş dost tavsiye ettiler, iyi bir dişçi varmış, hiç bekletmiyormuş. İnanılacak gibi değildi. Saatlerce beklemekten, bütün mecmua, gazete ve eşyaları ezberlemekten nefret ederdi. Bu, gider gitmez hemen tedaviye alıyormuş. Gerçekten de kimse beklemiyordu. Bekleyecek kimse yoktu çünkü. Tedavinin sürdüğü onca zaman boyunca rastladığı müşterilerin sayısı dokuzu onu geçmiyordu.
İlk gittiği dün dişe bakıp,-Bu zaten dolgulu, dedi.
-Ağrıyan yanındaki, dedi.
Baktı.
-Size kart açmış mıydık?
-Bir şeyler yazdınız ama kart açtınız mı bilmem.
-Filim çekmiş miydik?
-Çekmiştiniz.
Aramaya başladı. Bulamayınca yanında çalışan çocuğu çağırdı.
-Sen gördün mü... adınız neydi?
-Ali.
-Ali beyin filmini gördün mü?
Çocuk aramaya başladı. Önce açıktaki kâğıtlara baktı, sonra çekmeceleri aradı. O sırada, aynı dairenin başka bir odasında muayenehanesi olan doktor geldi.
-Ne o, napıyorsunuz? diye sordu.
-Beyin filimini arıyoruz. Aramaya o da katıldı. Sonra birden anımsadı.
-Dün "bir film yandı" diyordunuz, bu olmasın?
-Hah tamam budur. Bir daha çekelim.
Dört gün sonra gitti.
-Filim çekmiş miydik? diye sordu.
-Çekmiştiniz.
-Nerde? Getirmediniz mi?
-Bana vermediniz ki.
-Bakıyım
Biraz aradı, bulunca ışığa tutup baktı,
-Çok kötü, dedi.
-Çekilecek mi?
Ters ters baktı,
-Diş çekmek çaresizliktir, dedi. Bir dişçi ancak yapacak tek şey kalmayınca çeker.
Diş Kurtaran Dişçi öyküsünden bir kısa bölüm
Sevgi Yücel
Boyalı Saçla Ölmek
Sivas Esnafı Matbaası
Not: Onur Çalı'nın kitabı bulma hikâyesi ve Sevgi Yücel'in iki diğer öyküsünü okumak için buraya ve buraya tıklayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder