9 Ocak 2016 Cumartesi

BELLEĞİN BAHAR TEMİZLİĞİ

Hevesli bloggerdan kitaplı öykücüye geçmenin en büyük avantajı yeni öykücülerle tanışmak olsa gerek. Kısa süre önce NotaBene çatısı altında buluşup tanıdığım Sevtap Ayyıldız'a yeni kitabı Belleğin Bahar Temizliği ve yazı yolculuğu hakkında merak ettiklerimi sordum.
 
 


Belleğin Bahar Temizliği ikinci öykü kitabın. İlk kitapla arasında altı yıl var. Dosyanla zor mu vedalaşıyorsun?

Aslında tam tersi. Bu konuda sabırsızım. Belleğin Bahar Temizliği üçüncü dosyam. İkinci dosyam 2012'den beri başka bir yayınevinde yayımlanmayı bekliyor. Beklerken bu dosya oluştu, NotaBene'ye yolladım ve yayımlandı.

Öykülerinde farklı konuları ele alıyorsun. Tematik bir bütünlük yok ancak okuma bitince şöyle bir duygu kaldı bende. Umudunu yitirmiş, çoğunluğun sessiz kalmasına öfke duyan, içten içe onlardan hesap soran ve pek de ışığı geçirmeyen öyküler bunlar. Bir çatlağı yok mudur yaşanılanların ve aktarılanların?

Bu dosyayı oluştururken içinden şarkı geçen öyküleri bir araya getirmek istedim. Benim ve öykü kahramanlarımın hayatında müzik oldukça önemli bir yere sahip. Şarkılar duyguları dışa vurmak için bir yol. Kelimelerle açamadığım çatlağı belki de notalar açacak.

Ürünlerin Notos, Özgür Edebiyat, Sarnıç, Lacivert, 14 Şubat Dünyanın Öyküsü, Galapera Öykü gibi pek çok dergi ve fanzinde yayımlandı. Sence dergi ve fanzinler yeni yazarların olgunlaşma sürecini nasıl etkiliyor? Hangi yayınları takip ediyorsun?

İlk öyküm bir dergide yayımlanalı 10 yıl olmuş. O ânı hatırlıyorum da dergiyi elime alıp öykümün adını okuduğumda öyle heyecanlanmıştım ki dergiyi kapatıp kalp çarpıntımın dinmesini beklemiştim. Sen de bilirsin bir edebiyat dergisinde farklı öykülerin arasında kendi öykünün de yer alması çok güzel bir duygu. Dergilere öykü gönderip yayımlanmasını beklemek bile olgunlaştırıyor insanı J

Özgür Edebiyat dergisinin önemli bir yeri vardır kalbimde. Öykü gönderdiğimde yayımlanmasa bile dergi editörü mutlaka yapıcı eleştirilerde bulunurdu. Bir öykü atölyesi gibiydi benim için. Sanırım 4 öyküm yayımlanmıştı, yayın hayatına son verdiğinde çok üzülmüştüm. Sarnıç'ı da çok sevmiştim. Şu sıralar Lacivert ve Dünyanın Öyküsü dergilerini takip ediyorum.

Başucu yazarların kim? Sana ilham veren metinler var mı?

Latin edebiyatı hep ilgimi çekmiştir. Carlos Fuentes, M. Vargas, Llosa, Marquez, Saramago, Juan Rulfo gibi. Bizden elbette Yaşar Kemal ve illaki Sevgi Soysal. Defalarca okuduğum, neredeyse ezberlediğim Tante Rosa benim kahramanımdır.

Şu sıralar yazı masanın üzerinde neler var? Teşekkür ederim J

Keşke bir yazı masam olsaydı J Öykülerimi yatak odamda yatağımda oturup yazıyorum. Okumalarımı da yine odamda yaptığımdan komodinin üzerinde sürekli değişen kitaplar oluyor. Bazen Ahmet Büke'nin öyküleri bazen Neslihan Önderoğlu'nun öyküleri... En son okuduğum roman ise Barbarın Kahkahası. Yine çok kıskandım Sema Kaygusuz'u J

Teşekkür ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder