Belirginleştirmek
Harika
bir kelime! Hele konu öykü yazmaksa bu
kelimeye feci ihtiyacımız olacak.
Hepimizin
başına gelebilir. Bazen tembellik ederiz ve genel geçer kelimeler kullanarak
yazdığımız her ne ise onu tatsız tuzsuz ve yaratıcılıktan yoksun yapıtlar
haline getiririz.
Göle
konan bir “kuştur”, “kızıl gerdan” değil.
Sürmeyi öğrendiğimiz “araba”dır, babamızın “zümrüt yeşili tepesi beyaz vinleks
kaplamalı Pontiac Le Mans”ı değildir. Anneannemizin bayram yemeğinin
tatlısı hep “tatlı”dır. “Üstü
çekilmiş ceviz kaplanmış meyveli muhallebi” değildir. Son verdiğim örnek
iştahınızı açtı mı? Harika! İşte tam da bunun için belirginleştirmeye
ihtiyacımız var.
Belirginleştirme
yukarıdaki örneklerde ne işe yaradı bir bakalım. “Kızıl gerdan” kelimesi coğrafyayı,
mevsimi verir. Öyküde bunları yazmak için fazladan çaba sarf etmenize gerek
kalmaz. “Zümrüt yeşili tepesi beyaz vinleks kaplamalı Pontiac Le Mans” yine
aynı şekilde hemen gözümüzün önüne Amerika’yı ve dönemi getirir. “Üstü çekilmiş
ceviz kaplanmış meyveli muhallebi”, anneannenin nasıl bir damak zevki olduğunu,
hatta ekonomik durumunu bile verebilir…
Öyküde
amaç az kelimeyle çok şey anlatmaksa eğer belirginleştirmek işimizi epey
kolaylaştıracak demektir.
Herhangi bir öykünüzün üstünden gidin ve tüm nesneleri yuvarlak içine alın. Sonra kendi
kendinize sorun bakalım; nesneyi iyice belirginleştirmiş misiniz? Bu nesne
belirginleştirmeyi hak ediyor mu, önemli mi?
Burada
size birkaç alıştırma veriyorum, bakalım nelere dönüşecek?
Adam
“televizyon” seyrediyordu.
Kadın
“kitap” okuyordu.
Genç
kız “tabakları” yıkıyordu”.
Kadın
“giyindi.”
Çocuklar
“oyun” oynuyorlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder