29 Ekim 2017 Pazar

OYUN ARKADAŞIM

Bir ağaç, kesildikten sonra bile oyun arkadaşı bize. Önümüzde yatıyor. C şeklinde.
Yağan yağmurun, nemin, küfün, böceklerin, kurtçukların etkisiyle içi oyuk. Kovuğun içi mor renkli anemonlarla dolu.  Bir mezarın üstünü örter gibi gelişigüzel serpilmişler. Bir çocuğun işi olmalı. Önünde dikine yerleştirilmiş bir kaç dal parçası var. Bir sunağı andırıyor, bütünü. Tek eksik, yanan bir mum.
Başımı yukarı kaldırıyorum. Alabildiğine ağaç... Dallar bir parça maviliğe geçit vermiyor. Yolun kalanı gözümde büyüyor ama bu ânı  genişletmek istiyorum. Deniz'i izliyorum. Sanki bir yerden işaret almış gibi başlıyor çalışmaya. Tek söz söylemeden küçük çalı çırpı parçalarıyla kapatıyor anemonların önünü. Babası yarım metre ilerimizde, saatini kontrol ediyor. Nereden baksan yedi saatlik yolumuz var. Deniz de farkında geciktiğimizin. Hareketlerinin hızlanmasından anlıyorum. Az sonra avuç içlerini birbirine sürtüp temizliyor. Yüzünde kocaman bir gülümseme.


"Bitti. Artık kaçamazlar."
Deniz doğanın ona sunduğu anları yakalamakta ve oyuna çevirmekte mahir, bütün çocuklar gibi.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder