Sinek Sekiz, sürdürülebilir
yaşam, ekoloji, çevre konularında ilham veren kitaplar yayımlayan küçük ve
bağımsız bir yayınevi. Sonya’nın
Tavukları yayınevinden çıkan ilk çocuk kitabı. Phoebe Wahl’ın yazıp
resimlediği kitabın çevirisi Billur Kakıcı’ya ait.
Sonya, ailesiyle beraber
kırsalda yaşayan bir kız çocuğu. Bir gün babası elinde üç pofuduk civcivle
gelir. O günden itibaren Sonya, civcivlerin bakımını üstlenir ve onların
gönüllü annesi olur. Sonya’nın iyi bakımı ve doğal ortam sayesinde civcivler
kısa sürede büyür ve yetişkin tavuklara döner. Sonya, sabah olduğunda gezmeleri
için tavukları kümesten çıkartmak, kümesi temizlemek, sularını değiştirmek,
oturdukları yerlere taze saman koymak, beslemek, geceleri kümese sokmak ve
kümesin kapısını kapamak gibi günlük işleri hiç aksatmadan, bıkmadan, sabırla
ve sevgiyle sürdürür. Günün birinde tavuklardan birinin yumurtladığını, kuluçkaya
yattığını fark eder ve çok sevinir. Yakında annelik yapacağı bir civcivi daha
olacaktır. Kısa süre sonra bir gece bahçeden gelen ciyaklamalı ve patırtılı
seslere uyanır. Aceleyle botlarını ayağına geçirir ve soluğu kümeste alır.
Kümese girdiğinde yerlere savrulmuş tavuk tüylerini, en tepedeki kalaslara
tünemiş iki tavuğunu görür. Üçüncü tavuğun başına geleni tahmin etmek zor değildir.
Bu sırada babası da kümese gelir. Sonya’yı kucağına alır ve eve götürür.
Sonya’nın ağlaması bitip sakinleşene kadar sessizce bekler. Ardından baba kız
olanlar hakkında konuşurlar.
Sonya, henüz bir civcivken
bakımını üstlendiği, sevgiyle, özenle büyüttüğü tavuğu bir tilki tarafından
kaçırıldığı ve öldürüldüğü için mutsuzdur, bunun adil olmadığını düşünmektedir.
Babası aynı görüşte değildir. Ona göre doğada her canlı açlığını gidermeye,
yavrularına bakmaya çalışmaktadır. Sonya’ya adaletsiz görünen şey, tilki için
son derece doğal bir eylemdir. Babası Sonya’ya bu durumu şöyle izah eder:
“Bizim
tarlanın hemen arkasındaki ormanda bir tilki yaşıyor. Ve her gün yavrularını
besleyebilmek, yuvasına yiyecekle dönmek için çok uğraşıyor. Çoğunlukla bir
fare ya da köstebek bulabiliyor ama bazen, mesela bugünkü gibi soğuk günlerde,
tilkinin yavrularına daha büyük bir yemek götürmesi gerekebiliyor. O da bu
yemeği bulabilmek için elinden ne gelirse yapıyor. Anne tilki götürdüğü tavuğun
bizim tavuğumuz olduğunu bilmiyordu. Ama bilse bile onun için bir önemi
olmazdı. Anne tilkinin tek düşündüğü yavru tilkilerin karnını doyurmak.”
Sonya tavuğunu kaybettiği için
hâlâ üzgündür. Bununla beraber her canlının hayatta kalma, yavrularını besleme
dürtüsünü de anlayabilmiştir. Ertesi gün kaçırılan tavuk için bir anma töreni
düzenler ve kümesin yanında tilkinin girdiği deliği bulup tamir ederler. Çiftlikte
işler olağan seyrinde akmaya devam eder. Günler geçer, kaybettiği tavuğun
emaneti yumurtadan civciv çıkar. Sonya, "Sana annelik yapacağım, yüzün gülsün, karnın
doysun, gece rahat uyu diye her şeyi yapacağım," der ve öyle de olur.
Sonya’nın
Tavukları çocuklara çiftlik yaşantısını, hayvan bakımının gerektirdiği
sorumlulukları anlatıyor. Tüm sorumluluklar yerine getirilse, önlemler alınsa
dahi ölümün önüne geçmenin mümkün olmadığını gösteriyor. Çocuklara haklı ya da
haksızı işaret etmeden tüm hayvanların en güçlü dürtüsünün hayatta kalmak
olduğunu, yaşam ve ölümün el ele olduğunu vurguluyor. Bu vurguyu çok değerli
buldum çünkü hepimiz küçük yaşlardan itibaren hayatlarımız sabit kalsın
istiyoruz. İyilik, güzellik hâli hep korunsun, mutsuzluk ve üzüntü bizden daima
uzak kalsın diye nafile bir çabaya girişiyoruz. Değişime, belirsizliğe karşı koyuyor
ve mutsuz oluyoruz. Çocuk okura farklı bir yerden seslenen, yaşamın olağan
akışını, inişleri ve çıkışları, üzüntüleri ve sevinçleri, kayıpları ve
doğumları olduğu gibi kabul eden ve çocuk okura sunan Sonya’nın Tavukları’nı
ben çok sevdim. Siz de okuyun ve çocuklarla yaşam ve değişim üzerine sohbet etme imkânı
yaratın isterim.
Sinek Sekiz’in okurlarına bir
de duyurusu var:
Sinek Sekiz, çevre
literatüründeki temel eserleri Türkçe’ye çevirmek amacıyla 9 sene önce kuruldu.
Yayınladığımız kitaplar okuyup, ilham aldığımız, hayatımızı dönüştürürken bize
kılavuz olan eserlerdi. Daha çok kişiye ulaşmasını istedik. Basit, sade,
kendine yeten, dayanışmacı, yerelliği önemseyen yaşam biçimlerinin çoğalmasının
iyiliğine olan inançla kitaplara emek verdik.
Önce ‘Ekoloji Cep Rehberi’ni
ardından ‘Permakültüre Giriş’i yayınladık. Kitaplar okuruna ulaştı, yenileri
oldu. Bu sürede şehir de, kitaplara ulaşma yöntemleri de, biz de değiştik, dönüştük.
Toprağa ve temel yaşam bilgisine yakın olma isteğimiz büyüdü. Böylece yeniden
kırsala göçtük. Köklendik, yerleştik ve yayınevini de yaşam anlayışımıza
olabildiğince yaklaştırmaya niyet ettik.
Kırsaldan yaşayıp çalışmayı,
kendi hayatımızda kullandığımız basit gereçleri üretmeyi, doğal malzemeleri
elleriyle işleyerek geçimlerini sağlayan yöremizdeki zanaatkarları desteklemeyi
ve bunları ulaşılabilir kılmayı istiyoruz.
Bütün üretimlerimize doğrudan
ulaşmanızı sağlayan bu web sitesi ile sizlerle yeniden buluşabilmekten dolayı
çok mutluyuz. Hepimiz için daha sürdürülebilir, adil ve iyi bir dünya için emek
vermek güzel. Bu yolda birlikte yürüyebilmek dileğiyle…
Sonya’nın Tavukları
Yazan ve resimleyen Phoebe
Wahl
Çeviren Billur Kakıcı
Okul öncesi
*Bu yazı 9/6/2018 tarihinde Yeşil Gazete'de Çocuklar İçin Yeşil Kitaplar köşesinde yayımlanmıştır.
*Bu yazı 9/6/2018 tarihinde Yeşil Gazete'de Çocuklar İçin Yeşil Kitaplar köşesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder