11 Mayıs 2020 Pazartesi

Kendisiymiş Gibi Konserve Ruhlar bloğunda

Kendisiymiş Gibi 26 Nisan 2020 tarihinde Konserve Ruhlar bloğuna konuk oldu

"Kümülüs beyazı"nı düşündünüz mü hiç? Aklınıza ilk bulut mu geliyor benim gibi? Peki bu rengi bir insana, bir nesneye ya da hayalinizde canlandırdığınız bir varlığa yakıştırdınız mı hiç? Bu küçük örnek Tuğba Gürbüz’ün hikayelerinde aklımızın ucuna gelmeyen zarif ve yerinde benzetmelerden sadece biri. Tanelerini kaybetmiş mısır koçanı gibi salınmak, düğün konvoylarına benzeyen karınca şeritleri, besili bir öküz gibi çöküveren pişmanlıklar öykülerin içinde göz kırpan, anlamı derinleştiren detaylar.

Tuğba Gürbüz’ün ilk öykü kitabı Lodos Çarpması 2015 yılında NotaBene Yayınları'ndan çıkmıştı. Geçtiğimiz Mart ayında ise "Kendisiymiş Gibi" kitabı aynı yayınevinin etiketiyle raflarda yerini aldı. İlk kitabında gezgin ruhların dünyası yansımıştı öykülerine. Karakterlerle beraber mekanlar ve şehirler de değişiyordu. Son kitabında hüzünlü ve kafası karışık karakterlere ev sahipliği yapıyor öyküler. Bir anın içinde asılı kalmış zihinlerdeki yolculuklar, hayatına dışarıdan bakmaya çalışan karakterler, yalnız ve yorgun bir annenin kişisel muhasebesi öykülere konu oluyor. Mekanlardan çok karakterlerin duygu durumları ön planda. Melankolik, yıpranmış, pişmanlıkları olan ruhlar, duygusal dalgalanmaların üzerinde adeta sörf yapıyorlar.
Toplam on sekiz öykü yer alıyor kitapta. ”Medcezir” ve ”Yalnızca Bir Mevsim” en sevdiğim öyküler oldu. Özellikle Medcezir öyküsünde bir annenin ruh durumunun değişkenliğinin anlatılış şeklini çok iyi buldum. İsmiyle müsemma bir öykü olmuş.
Sevdiğim öykücüler belleğimde bazı güzel kodlarla kendilerine yer bulurlar. Tuğba Gürbüz için seçtiğim kod: "psişik estetik ameliyatı". Okuduğunuz zaman ne kadar özel bir kod olduğunu anlayacaksınız 🙂
 Lodos Çarpması hakkındaki yazıma şuradan ulaşabilirsiniz: Lodos Çarpması


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder