6.45 Yayınları'ndan çıkan Yazmak Üzerine Ernest Hemingway'in mektuplarından, romanlarından, konuşmalarından, basılmış ve basılmamış tüm metinlerinde yer alan yazmak ve yazarlık kavramı üzerine düşüncelerini bir araya getiren bir kitap. Yazarlık nedir, yazarın özellikleri, yazmanın eziyeti ve hazzı, ne hakkında yazmalı, yazarlara tavsiyeler, çalışma alışkanlıkları, karakterler, öyküye neyi koymayacağını bilmek, müstehcenlik, başlıklar, diğer yazarlar, siyaset, yazarın yaşamı gibi başlıklar altında toplanan kitapta doğrudan söyleşilerden alınmış soru ve cevapları derledim. İyi okumalar...
Bir yazar için küçük yaşta en iyi alıştırma nedir?
Mutsuz bir çocukluk.
Yazar olmaya karar verdiğiniz net bir an hatırlayabiliyor
musunuz?
Hayır, kendimi bildim bileli yazar olmak istedim.
Yazarlığınızın kendisinin başlı başına bir amaç olarak
yapmaya değer buluyor musunuz?
Ah, evet. Tamamen. Zaten başka hoş bir yanı yok.
Bir yazar kendini nasıl eğitebilir?
Önünde olup biteni izle. Balığa gittik diyelim, herkesin tam
olarak ne yaptığını gör. Balığın zıplaması seni keyiflendiriyorsa bu duyguyu
uyandıran eylemi net olarak bulana dek hafızanı tara. Oltanın sudan yükselişi
mi, misinanın üzerindeki damlalar düşene kadar bir keman teli gibi gerilmesi
mi, yoksa suya vurması ve zıpladığında sıçrattığı sular mı? Etraftaki sesleri
ve söylenenleri hatırla. Sende duygu uyandıran şeyi, heyecan yaratan eylemi
bul. Sonra bunu net olarak okuyucunun da anlayabileceği ve seninle aynı şekilde
hissedebileceği şekilde yaz. Bu dört dörtlük bir egzersizdir.
Genç yazarlara gazetede çalışmayı önerir misiniz? Kansas
City Star’daki eğitiminizin size ne kadar yardımı dokundu?
Star’da basit, açıklayıcı cümlelerle yazmayı öğrenmek
zorundaydık. Bunun herkese faydası vardır. Gazetede çalışmanın bir yazara
kesinlikle zararı olmaz; hatta zamanında bırakmayı becerebilirse faydası
dokunur.
Öykülerinizin sonunda ne olacağını bilerek mi yazıyorsunuz?
Neredeyse hiçbir zaman. Uydurmaya başlıyorum ve yazarken ne
olacaksa olmasına izin veriyorum.
Bir yazar günde ne kadar yazmalı?
Durmak için en iyi zaman kitabın en rahat ilerlediği ve
sırada ne yazacağını bildiğin zamandır. Her gün bunu yaparsan asla
tıkanmayacağın bir kitap yazarsın. Sana söyleyebileceğim en değerli şey bu,
unutmamaya çalış.
Rahatça yazabiliyorken bırak ve ertesi gün başına tekrar
oturana kadar hiç düşünme ve endişelenme. Böylece bilinçaltın sürekli olarak bu
konu üzerinde çalışacaktır. Eğer bilinçli olarak düşünür ve tasalanırsan fikri
öldürürsün ve beynin daha çalışmaya başlamadan yorulmuş olur. Bir roman yazmaya
başladığında ertesi gün ne yazacağın hakkında endişelenmek kaçınılmaz olandan
korkmaya benzer. Her halükarda devam etmek mecburiyetindesin. Yani korkunun
ecele faydası yok. Roman yazabilmek için bunu öğrenmek zorundasın. İşin en zor
kısmı romanı bitirmektir.
Endişelenmemek nasıl öğrenilir?
Düşünmeyerek. Düşünmeye başladığın anda kendini durdur.
Başka şeyler düşün. Bunu öğrenmen şart.
Yazarken hiç o dönemde okuduğunuz şeylerden etkilendiğiniz
oluyor mu?
Joyce’un Ulysses’inden beri hayır. O da direkt bir etki
değildi. Ancak o zamanlar bildiğimiz kelimeler bize yasaklanmışken, tek bir
sözcük için savaş vermemiz gerekiyorken Joyce’un kitabının yarattığı etki her
şeyi değiştirdi ve zincirlerimizi kırmamızı sağladı.
Bir yazar nasıl kitaplar okumalı? Hangi kitaplar olmazsa olmaz?
Neleri alt etmesi gerektiğini bilmek için her şeyi okumuş
olmalıdır. Neyin mümkün olduğundan bahsetmiyorum. Ne yapması gerektiğinden
bahsediyorum. Tabii ki okuyamaz her şeyi.
Tolstoy’dan Savaş ve Barış ve Anna Karenina, Yüzbaşı Marryat'dan Midshipman Easy, Frank Mildway ve Peter Simple, Flaubert'ten Madame Bovary ve Duygusal Eğitim, Thomas Mann'dan Buddenbrooklar, Joyce'tan Dublinliler, Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi ve Ulyses, Fielding'ten Tom Jones ve Joseph Andrews, Stendhal'den Kırmızı ve Siyah ile Parma Manastırı, Dostoyevski'nin Karamazov Kardeşler'i ve herhangi diğer iki kitabı, Mark Twain'den Hucklebery Finn'in Maceraları, Stephen Crane'den The Open Boat ve The Blue Hotel, George Moore'dan Hail and Farewell, Yeat'ten Autobiyographies, De Maupassant'dan, Kipling'ten, Turgenyev'den ne varsa, W.H. Hudson'dan Far Away and Long Ago, Henry James'in başta Madame de Mauves, Yürek Burgusu, Bir Kadının Portresi ve The American olmak üzere kısa öyküleri...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder