Bilmek isteyen yola çıkar.
Şefkatli Anne Günlükleri'ni yazmak, ebeveynlik amaçlarımı, önceliklerimi belirlememe, düşüncelerimin ve eylemlerimin farkına varmamı sağlıyordu. Sura Hart alıntıları bitince, sanki ters yönde yürümeye başlamışım gibi bir düşünce gelip çöreklendi içime. Yeniden konu üzerine düşünmek, yazı yoluyla düşüncelerimi tasnif etmek, eylemlerimin farkına varmak istedim. İşbu sebeple www.nonviolentcommunication.com sitesinde ücretsiz yayımlanan haftalık ipuçlarının rehberliğinde yeni bir günlüğe başlıyorum.
İpuçlarının çevirisi bana ait.
Şefkatli Ebeveyn İpuçları
Başkalarının duygu ve ihtiyaçlarına daha çok odaklandıkça, yargıların gitmesine izin vermek kolaylaşacaktır.
Bir çocukla anlaşmazlığa düştüğünüzde, yargıların ve kötü düşüncelerin gitmesinin ne kadar sürdüğüne bakın.
Öğrenmeyi sürdürün ve evinizi daha iyisi için dönüştürün.
Ben ne düşünüyorum?
Şiddetsiz iletişim bana birtakım insanlara karşı duyduğum gıcık olma hâlinin ardına bakmayı öğretti. Orada aslında kendimle ilgili bulduğum giderilmemiş ihtiyaçları fark etmek, duyguları tanımak, beni değiştirdi. Dikkatimi ve ilgimi gıcık olduğum kişiden kendime taşımayı öğretti. O kişi artık yalnızca bir durumu fark etmeye yönelik bir anahtar hâline geldi ve önemini yitirdi. Diyeceğim o ki, bırakın başkalarının duygu ve ihtiyaçlarına odaklanmayı, yalnızca kendimizinkilere bakmak, onları fark etmek ve dile getirmek bile inanılmaz fark yaratıyor.
Deniz'le nasıl paylaşıyorum?
Konuya bu kadar kafa yorduğum halde, çoğu zaman kendimi Deniz'in duygularından sorumlu hissediyorum. Onları hissetmesi için alan tutmak değil bahsettiğim. Onları düzeltmek üzere harekete geçen olmaya çalışıyorum. İyi günümdeysem sorun yok. Ne yaptığımı fark edip konumlanıyorum. Olayların ve düşüncelerin içinden duygularını çekip almaya, ihtiyaçlarını tespit etmeye çalışıyorum. Rahatsız edici ve yapay bir dilden uzak, sevgiyle, şefkatle bunları söze döküyorum. Konuşmaya hazırsa, tahimnlerimi doğruluyor ya da yanlışlıyor. Ve üzerine konuşuyoruz. Bazen her şeyi anlıyor ama yine de üzgün olmayı, surat asmayı sürdürebiliyor. Durmakta en zorlandığım yer işte burası. Çatışmanın kendisinden, onunla konuşma çabalarından daha zor olan yer burası. Şimdi yazarken bu küçük ayrımı anlamaya ve kabul etmeye niyet ediyorum. Her türlü hayal kırıklığı bir yas, aslında, büyüğü var, küçüğü var ve çocuğun onun içinde ne kadar kalması gerekiyorsa o kadar kalmaya hakkı var.
Deniz'in geri bildirimi ne?
Bazen üzüldüğünde, kendini hırpaladığında doğru bir rehberlikle karşı tarafın davranışının ya da sözünün arkasına bakabiliyor ve kavrayabiliyor. Hep söylüyorum, yine söyleyeceğim. Duygu ve ihtiyaçlarını tespit etmek konusunda benden çok daha becerikli. Bununla beraber indiği kuyunun içinde dilediği kadar kalmak, kendi hızında, kendini hazır hissettiğinde çıkmak istiyor.
Sonrasıyla ilgili ne düşünüyorum?
Bazen tüm bunlara daha o doğmadan kafa yormaya, öğrenmeye başlasaydım diyordum çünkü bilmek ve etmek farklı. Etmek, bilmeye göre daha zor ve çok tekrar istiyor. Nörobilimcilerin iddiası, farkındalık geliştirirerek, eylemlerimizi, dilimizi, düşüncelerimizi değiştirerek beynimize format atabileceğimiz yönünde. Başarabilmem için kendi duygularımın regülasyonunu sağlamam, tabiri caizse uzaktan kumandamı başkalarının eline vermemem gerekiyor. İşte üzerinde çalışılacak, düşünülecek kocaman bir başlık.
Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Masal başı tekerlemesi gibiyim. Az gittim, uz gittim, dere tepe düz gittim, bir de baktım ki, bir arpa boyu yol gitmişim. Alınan mesafeye burun kıvırmaktansa, o bir arpa boyu yolu alma kararlılığını takdir etmeyi tercih ediyorum.
Eski günlüklere buradan ulaşabilirsiniz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder