8 Mayıs 2020 Cuma

Şefkatli Ebeveyn Günlükleri: 26

Bilmek isteyen yola çıkar. 
Şefkatli Anne Günlükleri'ni yazmak, ebeveynlik amaçlarımı, önceliklerimi belirlememe, düşüncelerimin ve eylemlerimin farkına varmamı sağlıyordu. Sura Hart alıntıları bitince, sanki ters yönde yürümeye başlamışım gibi bir düşünce gelip çöreklendi içime. Yeniden konu üzerine düşünmek, yazı yoluyla düşüncelerimi tasnif etmek, eylemlerimin farkına varmak istedim. İşbu sebeple www.nonviolentcommunication.com sitesinde ücretsiz yayımlanan haftalık ipuçlarının rehberliğinde yeni bir günlüğe başlıyorum.
İpuçlarının çevirisi bana ait.

Şefkatli Ebeveyn İpuçları
Çocuklar, kendilerini ifade etme ve duyulma fırsatı bulduklarına inandıklarında çok daha az dır dır etme ve mızıklanma eğilimindedirler.
Onları duymak için zaman yaratacağınızı bilmek, onları rahatlatır. Uzun araba sürüşleri, yemek sonrası yürüyüş veya bulaşık yıkarken konuşmak gibi dinleme fırsatlarını arayın.

Ben ne düşünüyorum?
Neredeyse iki aydır, öyle ya da böyle kapalı kapılar ardında, çocuklarla beraber evde zaman geçiriyoruz. Kimi sektör hız kesmeden devam etti, kimi evlere taşındı. Benim mesleğim ne bensiz yürüyor ne de muayenehane dışında. O yüzden şalteri indirmek gibi aniden alışageldiğim, olağan düzenim bozuldu. Bu yeni düzen çocukların okulda geçirdiği saatleri, onları kursa, atölyeye, aile büyüklerine bıraktığımız zamanları elimizden aldığı gibi, bizi dışarıdan temizlik desteği almaktan da mahrum bıraktı. Ev dışı faaliyetlerimiz ne denli kesildiyse, ev içi faaliyetlerimiz o denli arttı. Yine de iki ayağımızın bir pabuca girdiği günler geride kaldı. Hız kestik. Fiziksel ve zihinsel olarak her defasında daha az işle ilgilenmek, birer birer ilerlemek mümkün. Bu benim için yeni bir deneyim. Ve bu deneyimin içinde  Deniz'le sohbet etmek, dinlemek için daha çok zamanım olduğu için bu okulsuz dönemin onun için çok da olumsuz bir deneyim olmadığını, hatta normalde yapamadığımız şeylere zaman ayırma fırsatı taşıdığını düşünüyorum.

Deniz'le nasıl paylaşıyorum?
İlk haftalar daha erken yatmaya, daha düzenli yaşamaya çalışıyordum. Sonra fark ettim ki, benim düzenim geç yatmaktan geçiyor. Üstelik eskisi gibi erken kalkmadığım için uykusuz da kalmıyorum. Bir nevi yaz tatili gibi... Kendimle bu konuda didişmeyi bıraktım. Mümkün mertebe Deniz'in online ders saatlerini kendim için ayırmaya, onun dışındaki zamanlarda onun için ulaşılabilir olmaya çalışıyorum. Günlük ev işi dışında okuyor (umduğumdan daha az) ve yazıyorum. Yazma eylemim, kesik kesik gidiyor. İç dökümlerinden, okuduğum bir kitabın düşündürdüklerine, öykü fikirlerine kadar uzanan geniş bir skalada not tutuyor, tabiri caizse heybenin içine atıyorum. Ev işleri için, yazmak için yeterince zamanım var. Bu yüzden, bunun kesintiye uğramasını umursamadan bana ihtiyaç duyduğu anlarda yanında olmaya, dinlemeye, sohbet etmeye çalışıyorum. Karavanda kaldığımız günler küçük bir yaşam alanını paylaştığımız için uyku öncesi birlikte hikâye uyduruyor, sahilden topladığımız malzemelerle rüzgâr çanları hazırlıyor, birlikte bulaşık yıkıyor, UNO, Papazkaçtı gibi kâğıt oyunları oynuyoruz. Bazen de ben yazarken o kendisine kitap seçiyor, okuyor, ödev yapıyor ya da el yapımı mini kitap hazırlıyor. Okul günlerine nazaran her koşulda sakin ve keyifli görünüyor.

Deniz'in geri bildirimi ne?
Deniz'in geri bildiriminin, benim yukarıdaki düşüncelerimle uyumlu olmadığını görmek benim için şaşırtıcıydı. Artık işe az gittiğim için, birlikte daha çok zaman geçirdiğimi düşünürken, Deniz benim sürekli temizlik yapmamdan, onunla az oynamamdan, eskiden onunla daha çok ilgilendiğimden (sabahları okula yürüyerek gitmek, giderken sohbet etmek, onunla işten eve dönerken yürümek, onu kurslara götürmek vb) dem vuruyor.  Babasıyla dönüşümlü çalıştığımız için aynı anda üçümüzün karavanda kalmamasından şikayet ediyor. Bununla beraber her ne derse desin, kamp günleri onun açısından çok daha keyifli ve hareketli geçiyor.

Sonrasıyla ilgili ne düşünüyorum?
Karantinanın, bu zorunlu yavaşlamanın hemen herkes üzerinde benzer etkileri olduğunu görüyorum. Önce bunu bir fırsata çevirmeye çalıştık. Okunulacak kitapları, izlenecek filmleri dizdik. Envai çeşit online eğitimi gözden geçirdik. Aynı hızı ev içinde yakalamaya çalıştık ama ne yaparsak yapalım, neye niyet edersek edelim, okumaya odaklanmanın zor olduğunu, kesintisiz ebeveynlik haliyle o eğitimlerin saatine uymanın bir hayal olduğunu gördük ve yeni gelen günü, geldiği gibi karşılamaya, kabul etmeye başladık. Ben yine her sabah uyandığımda, kafamdan farklı olasılıklar geçiriyorum ama bunların ancak birini ya da ikisini yapabildiğimde de kendimi dövmüyorum. Ne de olsa yakında bu günler geride kalacak ve her birimiz kendimizi yeniden eski hızımızın içinde bulacağız. O yüzden birlikte olmanın, doğanın uyanışına tanıklık etmenin tadını çıkarmak, günün sunduğu fırsatları görmek, bunu öğrenme ve eğlenme alanı olarak değerlendirmekten gayrı bir isteğim, düşüncem yok.

Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Karavanda ikinci haftamız. Yerleşmeye çalışıyor, geçen yıldan biriktirdiğimiz deneyimlere dayanarak bir yandan karavan içindeki yaşamı daha konforlu hâle getirmeye çalışıyor, diğer yandan da günü geçiriyoruz. Böylece durmak, yaratıcı fikirlerin gelmesine de fırsat tanıyor. Zihnimden geçen kimi fikirleri anında eyleme çeviriyorum, kimini kendime not olarak aklımda tutuyorum. Deniz'le ellerimizin çalıştığı, türetici olduğumuz zamanlardan, gün batımını izlemekten, ayın doğuşunu, yükselmesini ve inişe geçmesini izlemekten hoşlanıyorum. En önemlisi Deniz'in virüs için endişelenmek yerine çocukluğuyla meşgul olmasını izlemek... Buna olanak sağlayabildiğimiz için şanslıyız.



Eski günlüklere buradan ulaşabilirsiniz
Şefkatli Ebeveyn Günlükleri: 25

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder