Bilmek isteyen yola çıkar.
Şefkatli Anne Günlükleri'ni yazmak, ebeveynlik amaçlarımı, önceliklerimi belirlememe, düşüncelerimin ve eylemlerimin farkına varmamı sağlıyordu. Sura Hart alıntıları bitince, sanki ters yönde yürümeye başlamışım gibi bir düşünce gelip çöreklendi içime. Yeniden konu üzerine düşünmek, yazı yoluyla düşüncelerimi tasnif etmek, eylemlerimin farkına varmak istedim. İşbu sebeple www.nonviolentcommunication.com sitesinde ücretsiz yayımlanan haftalık ipuçlarının rehberliğinde yeni bir günlüğe başlıyorum.
İpuçlarının çevirisi bana ait.
Şefkatli Ebeveyn İpuçları
Ne zaman birisi "hayır" dese, onlar için hayati önem taşıyan bir başka ihtiyaca "evet" diyordur.
Gelecek sefer çocuğunuz "hayır" dediğinde şu iki şeyi deneyin:
1. Nefes alın ve tepkinizin farkına varın. Savunmaya geçmiş gibi mi hissediyorsunuz? Üzgün müsünüz? Kendi ihtiyaçlarınızı boş verip "hayır"ı kabul etmek zorunda mı hissediyorsunuz yoksa inat ediyor ve bir tartışma mı başlatıyorsunuz?
2. "Hayır" cevabına odaklanmak yerine çocuğunuzun neye "Evet" dediğine bakın. Eğer söylediğinizi bir talep olarak duyuyorsa, kendi özerkliğini korumak için "Evet" diyordur. Başka zamanlarda başka ihtiyaçları için "Evet" diyebilecektir.
Ön not: Bu yazıya, salgının ilk günlerinde başlamıştım, şu an içinde bulunduğumuz gerçeklik bizim açımızdan çok daha keyifli bir ortamda, doğanın içinde geçse de, yazıyı başladığım ruh hâli ve koşullar altında bitirmeyi uygun gördüm. Bir sonraki günlüğü yeni mekânımız ve koşullarımız üzerinden aktaracağım.
Ben ne düşünüyorum?
Bu ipucunu ilk Covid 19 vakasının açıklanmasının hemen öncesinde çevirdim. Can simidi misali düştü ellerime. "Anne sıkıldım!"ın ardındaki ihtiyaçlardan daha güçlü, ciddi bir sağlık tehditi altındayken, bir anda kısıtlanmanın çocuklar üzerindeki etkisine farklı şekilde bakmama kapı açtı. Ya da ben öyle sandım. Zamansızlık nedeniyle birlikte yapamadığımız pek çok şeyi hayata geçirebileceğimizi, ona duygusal anlamda destek olabileceğimi, rehberlik edebileceğimi düşündüm. Oysa bu kadar kaygı altında iken hiç de kolay iş değil. Çünkü belirsizlik bizi çok daha derinden etkiliyor. Her şeyi çözmeye, planlamaya alışkın zihnimiz bu belirsizlik karşısında giderek huzursuzlaşıyor. Acilen bilmek, öğrenmek, plan yapmak ve harekete geçmek istiyor. Sağlık ve maddi güvence kaygıları el ele yürüyor. Bu şartlar altında, hiç etkilenmemiş gibi, çocukların hem psikoloğu, hem öğretmeni, hem aşçısı, hem animatörü olmak sürdürülebilir değil ve pek çok ebeveyni olduğu gibi beni de zorluyor. O yüzden sınıfın online ortama taşınması beni çok rahatlattı.
Deniz'le nasıl paylaşıyorum?
MEB'ten bir adım önde başladı bizim karantina günleri. Önce onu neden korumaya çalıştığımızı, evde olmamızın önemi, virüsün nasıl bulaştığı, nelere dikkat edeceğimiz vb pek çok konuda onu bilgilendirdim. Bilgi saklamadan, salgınla iyi ve kötü mücadele eden ülkeler ve aldıkları önlemlerden bahsettim. İlk hafta nisan tatilinin yerine sayıldığından, o hafta dinlenerek, kitap okuyarak, film izleyerek geçti. Uzaktan eğitimin başlamasıyla beraber evde yeni bir düzen oluştu. Ki bu yeni düzenin içinde oyuna, kitap okumaya, yeni şeyler öğrenmeye daha çok zaman kaldığı aşikar. Benim de bu zamanı daha verimli kullanmaya niyetim ve isteğim elbette ve fakat, biz yetişkinlerin dünyası daha karışık, endişe dolu. Çoğu zaman kafam öne eğik, elimdeki ekrana bakarak uyuşuyorum, korkularım artıyor ya da anlık kahkahalar atıyorum. Bazen de kanapeye kökleniyor, netflixten ardı ardına dizi izliyorum. Bu gibi anlarda Deniz de kendi kendine yetmenin yollarını buluyor, birlikte ve ayrı ayrı ev içine sığmaya çalışıyoruz.
Şefkatli Ebeveyn İpuçları
Ne zaman birisi "hayır" dese, onlar için hayati önem taşıyan bir başka ihtiyaca "evet" diyordur.
Gelecek sefer çocuğunuz "hayır" dediğinde şu iki şeyi deneyin:
1. Nefes alın ve tepkinizin farkına varın. Savunmaya geçmiş gibi mi hissediyorsunuz? Üzgün müsünüz? Kendi ihtiyaçlarınızı boş verip "hayır"ı kabul etmek zorunda mı hissediyorsunuz yoksa inat ediyor ve bir tartışma mı başlatıyorsunuz?
2. "Hayır" cevabına odaklanmak yerine çocuğunuzun neye "Evet" dediğine bakın. Eğer söylediğinizi bir talep olarak duyuyorsa, kendi özerkliğini korumak için "Evet" diyordur. Başka zamanlarda başka ihtiyaçları için "Evet" diyebilecektir.
Ön not: Bu yazıya, salgının ilk günlerinde başlamıştım, şu an içinde bulunduğumuz gerçeklik bizim açımızdan çok daha keyifli bir ortamda, doğanın içinde geçse de, yazıyı başladığım ruh hâli ve koşullar altında bitirmeyi uygun gördüm. Bir sonraki günlüğü yeni mekânımız ve koşullarımız üzerinden aktaracağım.
Ben ne düşünüyorum?
Bu ipucunu ilk Covid 19 vakasının açıklanmasının hemen öncesinde çevirdim. Can simidi misali düştü ellerime. "Anne sıkıldım!"ın ardındaki ihtiyaçlardan daha güçlü, ciddi bir sağlık tehditi altındayken, bir anda kısıtlanmanın çocuklar üzerindeki etkisine farklı şekilde bakmama kapı açtı. Ya da ben öyle sandım. Zamansızlık nedeniyle birlikte yapamadığımız pek çok şeyi hayata geçirebileceğimizi, ona duygusal anlamda destek olabileceğimi, rehberlik edebileceğimi düşündüm. Oysa bu kadar kaygı altında iken hiç de kolay iş değil. Çünkü belirsizlik bizi çok daha derinden etkiliyor. Her şeyi çözmeye, planlamaya alışkın zihnimiz bu belirsizlik karşısında giderek huzursuzlaşıyor. Acilen bilmek, öğrenmek, plan yapmak ve harekete geçmek istiyor. Sağlık ve maddi güvence kaygıları el ele yürüyor. Bu şartlar altında, hiç etkilenmemiş gibi, çocukların hem psikoloğu, hem öğretmeni, hem aşçısı, hem animatörü olmak sürdürülebilir değil ve pek çok ebeveyni olduğu gibi beni de zorluyor. O yüzden sınıfın online ortama taşınması beni çok rahatlattı.
Deniz'le nasıl paylaşıyorum?
MEB'ten bir adım önde başladı bizim karantina günleri. Önce onu neden korumaya çalıştığımızı, evde olmamızın önemi, virüsün nasıl bulaştığı, nelere dikkat edeceğimiz vb pek çok konuda onu bilgilendirdim. Bilgi saklamadan, salgınla iyi ve kötü mücadele eden ülkeler ve aldıkları önlemlerden bahsettim. İlk hafta nisan tatilinin yerine sayıldığından, o hafta dinlenerek, kitap okuyarak, film izleyerek geçti. Uzaktan eğitimin başlamasıyla beraber evde yeni bir düzen oluştu. Ki bu yeni düzenin içinde oyuna, kitap okumaya, yeni şeyler öğrenmeye daha çok zaman kaldığı aşikar. Benim de bu zamanı daha verimli kullanmaya niyetim ve isteğim elbette ve fakat, biz yetişkinlerin dünyası daha karışık, endişe dolu. Çoğu zaman kafam öne eğik, elimdeki ekrana bakarak uyuşuyorum, korkularım artıyor ya da anlık kahkahalar atıyorum. Bazen de kanapeye kökleniyor, netflixten ardı ardına dizi izliyorum. Bu gibi anlarda Deniz de kendi kendine yetmenin yollarını buluyor, birlikte ve ayrı ayrı ev içine sığmaya çalışıyoruz.
Deniz'in geri bildirimi ne?
Deniz zaman zaman sıkılsa da sürece, iyi uyum sağladı. Kitap okuyor, ödevlerini yapıyor, Eba TV'den günlük ders programını takip ediyor, kendi öğretmeniyle uzaktan eğitimini sağlıyor. Ders saatinden bir süre önce toplantı odasında bir araya gelmek ve sohbet etmek de artısı oldu. Akşam saatlerine kadar zaman bir şekilde akıyor, gidiyor. Akşam saatlerinde daha yakın ilgimize ve eğlenceye ihtiyaç duyuyor. Günlük yaşama dair becerilerini arttıracak etkinlik önerilerini memnuniyetle kabul ediyor. Örneğin gelecek haftanın sanal market alışverişini o yapacak. Belirlediği bütçe dahilinde bir haftalık taze sebze meyve alışverişini yapacak. Ekşimiş yoğurttan çökelek yapmak, iğne tutmayı öğrenmek de hoşuna gidenler arasında.
Sonrasıyla ilgili ne düşünüyorum?
Salgının ne kadar süreceği, evde kalma şartlarının neye evrileceği meçhul. Derslerden ve işlerden artan zamanı değerlendirmek için en uygun zaman. Dilediğimiz gibi kitap okuyabilir, film izleyebilir, zamansızlıktan ya da fiziksel yorgunluktan yapamadığımız kimi şeyleri öğrenebiliriz. Bu süreci yalnızca keyif veren eğlenceliklerle geçirmek istemiyorum. Günlük yaşama dair becerileri ve el manipülasyonunu arttıracak etkinlikleri sürdürmeyi planlıyorum.
Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Okulların kapandığı ilk hafta, yarım gün çalışma düzeninde iken kendimi daha gergin, korku dolu hissediyordum. Birdenbire okullar kapanıvermiş ve kendimi evde onun öğretim de dahil her türlü ihtiyacını gidermekle yükümlü bulmuştum. Şimdi uzaktan eğitimin şartları oturduğu, öğretmeni ekstra oturumlar düzenlediği için kendimi çok daha rahatlamış ve huzurlu hissediyorum. Yine de sürecin aylarca sürecek olması beni kaygılandırıyor. Planladığım şeyleri, zamansızlıktan değil ama odaklanamamaktan yapamayacağımdan endişeleniyorum.
Sonrasıyla ilgili ne düşünüyorum?
Salgının ne kadar süreceği, evde kalma şartlarının neye evrileceği meçhul. Derslerden ve işlerden artan zamanı değerlendirmek için en uygun zaman. Dilediğimiz gibi kitap okuyabilir, film izleyebilir, zamansızlıktan ya da fiziksel yorgunluktan yapamadığımız kimi şeyleri öğrenebiliriz. Bu süreci yalnızca keyif veren eğlenceliklerle geçirmek istemiyorum. Günlük yaşama dair becerileri ve el manipülasyonunu arttıracak etkinlikleri sürdürmeyi planlıyorum.
Kendimi nasıl değerlendiriyorum?
Okulların kapandığı ilk hafta, yarım gün çalışma düzeninde iken kendimi daha gergin, korku dolu hissediyordum. Birdenbire okullar kapanıvermiş ve kendimi evde onun öğretim de dahil her türlü ihtiyacını gidermekle yükümlü bulmuştum. Şimdi uzaktan eğitimin şartları oturduğu, öğretmeni ekstra oturumlar düzenlediği için kendimi çok daha rahatlamış ve huzurlu hissediyorum. Yine de sürecin aylarca sürecek olması beni kaygılandırıyor. Planladığım şeyleri, zamansızlıktan değil ama odaklanamamaktan yapamayacağımdan endişeleniyorum.
Eski günlüklere buradan ulaşabilirsiniz
Şefkatli Ebeveyn Günlükleri: 18
Şefkatli Ebeveyn Günlükleri: 19
Şefkatli Ebeveyn Günlükleri: 20
Şefkatli Ebeveyn Günlükleri: 21
Şefkatli Ebeveyn Günlükleri: 22
Şefkatli Ebeveyn Günlükleri:23
Şefkatli Ebeveyn Günlükleri:24
Şefkatli Ebeveyn Günlükleri: 19
Şefkatli Ebeveyn Günlükleri: 20
Şefkatli Ebeveyn Günlükleri: 21
Şefkatli Ebeveyn Günlükleri: 22
Şefkatli Ebeveyn Günlükleri:23
Şefkatli Ebeveyn Günlükleri:24
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder