Hatırlıyorum. İki yıl önce artan
döviz kurları ve ekonomik krizin ardından kamp malzemelerinin satışının
arttığı, çadırla tatile çıkanların çoğaldığı haberleri çıktı. Pandemiyle
beraber furya devam ediyor. Karavanlara olan ilgi her geçen gün artıyor. Ne
çadır ne de karavan lüks bir tatil seçeneği sunuyor size. Hiçbir şey hazır
olarak ayağınıza gelmiyor. Daracık bir alanda yemeğinizi hazırlıyor,
bulaşıkları elde yıkıyorsunuz. Sere serpe yatamıyorsunuz içinde. Duş, tuvalet
için yürüyorsun. Tatile mi geldin, çalışmaya mı belli değil. O zaman neden
karavan meraklıları gün geçtikçe çoğalıyor? İki yıldır onlardan biri olduğuma
göre kendi öznel cevaplarımı vermeyi deneyebilirim.
Bence karavan…
Çocuklu aileler için çadır karavan
kampları 70li, 80li yılların Türkiye’sine ışınlanmak gibi. Kapıların açık,
masaların kalabalık, dayanışma ve yardımlaşmanın, sohbetin kendiliğinden
geliştiği ortamlar kamp yerleri.
Yanı başınıza park eden her
karavan sizin için heves ve merak konusu. Kötücül bir merak değil bu,
esinlenmek için, heyecanlanmak için, oyun alanınızın konforunu bir nebze
arttırmak için. Bana göre karavanda yaşamanın en güzel yanı da bu. Şehirde
binlerce eşyalı hayatları bir kenara koyup az sayıda eşyayla, yalnızca temel gereçlerle
günü kotarmak. Sistem bizi her zaman daha fazlasına sahip olmamız için
özendirirken, daha azıyla yaşamanın, hatta mutlu olmanın mümkün olduğunu
görmek. Büyük ve kalabalık şehirlerde yıllarca kafa dengi biriyle tanışmak bizi
zorlarken, burada tanışmanın ne denli kolay olduğunu görmek. Tanışana kadar
herkesin yabancı olduğunu bilmek ve deneyimlemek. Her kamp yerinde arkadaş
biriktirmek, "merhaba" demek ve de "hoşça kal". Yeni köpeklerle, kedilerle
tanışmak. Yeni, basit tarifler denemek. Gölgesine sığınmak bir ağacın. İki
ağacın arasına ip sermek ve çamaşırlarını kurutmak. Plaja yalnızca kendini
taşımak, öylece yürümek, belki havlu atmak omzuna, pes etmek manasında değil.
Şehirde sahip olmadığın avluna düşen yaprakları süpürmek çalı süpürgenle. Bir
yıl çam iğnesi, bir yıl kavak, zeytin… Kozalak toplamak mangal için. Kendine
ait bir hamak demek karavan. Kitaplarla koyun koyuna bir öğe uykusu demek.
Başını kaldırdığında gökyüzünü, denizin mavisini görmek demek, dalgaların
sesini duymak ve de yaprakların hışırtısını… Gözlerini açmak, tavana devirmek
bakışlarını ve bir sincabın telaşlı koşuşunu izlemek demek. Küçük bir bütçeyle
sahili, ormanı kendine kapı komşusu yapmak demek. Karavan demek, özenmek ve
girişmek demek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder