23 Temmuz 2020 Perşembe

SAVAŞ OYUNU'NUN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ...



Savaş Oyunu çocuklar için yazılmış bir öykü kitabı.. Yaşam Boyu Onur Ödülü sahibi Gudrun Pausewang'ın kaleme aldığı kitabı toplumcu gerçekçi olarak sınıflandırmak mümkün. 1928 Çekoslavakya doğumlu yazar, bu yılın Ocak ayında Almanya'da hayatını kaybetmiş. İnternette hakkında fazlaca bilgiye rastlayamadım ancak basit bir matematik hesabı, Birinci Dünya Savaşı'nı yaşamış bir kuşağın, İkinci Dünya Savaşı'nı yaşamak zorunda kalan çocuğu olduğunu gösteriyor. Kim bilir neler yaşadı, duydu, gördü diye düşünemeden edemiyor insan. Çocuklar için yazarken en çok savaş gerçeğini, kazanan tarafın dahi kaybettiklerini göstermeyi amaçlamış sanki. Yarın yetişkin olup milyonların hayatını etkileyebilecek kararları alabilecek çocukları bugünden daha vicdanlı, barışçıl ve eşitlikçi yetiştirmeyi arzulamış. Bu anlayış yazarlığının omurgasını oluşturmuş. Nitekim kitaba adını veren Savaş Oyunu'nda bunu dile de getiriyor.

Çocuklar bir noktada dünyanın o kadar da adil olmadığını fark ediyor, savaşları, göçleri, ölümleri, haksızlıkları, eşitsizliği, işsizliği duyuyor, deneyimliyor. Yalnızca peri masallarına yer yok çocuk edebiyatında. Ve fakat bu karanlığın, kötücüllüğün içinden seslenirken çocuğa, iyilerin her zaman kazandığını, umudun her daim var olduğunu göstermek de gerekmez mi? Kimi öyküleri okurken bunu düşündüm. Bazı öykülerde kayıpla, hazin sonla biten, çocuk okuru yenilmişlik hissiyle bırakan öyküleri sevemedim. Dünya savaşları sonrasında çocuklar için yazmakla bugün yazmak arasında bir fark olmalı dedirtti bana öyküler. Çocuklar için yazarken, yazar elbette sınıf bilinci aşılamayı, ötekilerin dünyasından seslenmeyi, hatta onları anlamayı savunabilir, yapmalıdır da ancak daha sevecen, umut dolu sonlarla bitirmek de yazarın boynunun borcu olmalı bana kalırsa.



Künye:
Savaş Oyunu
Yazan Gudrun Pausewang
Çeviren Aylin Gergin
Kırmızı Kedi
Çocuk öykü


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder