6 Nisan 2021 Salı

DİLDE ANLAMSIZLIK

Devrik cümlenin gerçeğini anlamıyanlar konuşma dilinin inceliklerine, varamamış kişilerdir. Konuşma dili devrik cümleden anlam adına yararlanır. "Buraya gel" sözü ile "Gel buraya" sözü arasında gözden kaçmaması gereken bir anlam ayrılığı var. Konuşmalarda kendiliğinden olagelen bu işi yazarların bilerke yapması beklenir; beklenir ya, devrik cümleyi salt bir, üslûp işi sananların az olmadığı da bir gerçek. Devrik cümlenin kullanılışında üslûp kaygısının hiç etkisi bulunmamalı, denemez. Ne var ki bu kaygı arkada olmalı. Anlamın itisiyle gelmiyen devrik cümleye pek bir önem verilemez kanısındayım. Ama bir ara modaya uymak hevesiyle kimi yazarların nasıl her cümleyi ters söylemek, devirmek isteğine kapıldıklarını görmüştük. Tek kalınca bir özgünlük, bir özellik tadı verebilir böyle bir davranış: yayılması, üslûpların ortak niteliği durumuna yükselmesi kötü. Demek ki anlam adına devrik cümle kuranlarla, bu işi salt üslûp kaygısı ile yapanları ayırmak, ikincileri yererken birincileri övmek gerekiyor. 

Yeni terimler, yeni sözcükler konusu da böyle. 

Anlamsızlık arayanlar, kapalılıktan bir şey umanlar, açıklıktan kaçmakla düşüncelerine derinlik havası verebileceklerini sananlar, yeni terimlerle sözcüklere dört elle sarıldılar. Bunların dildeki gelişmelere, dili güçlendirmek için girişilen çabalara gerçekten yakınlık duyduklarını sanmıyorum. Yazışlarını elden geldiğince karışıklaştırıp kör düğüme çevirirken, yeni terimlerin, yeni sözcüklerin bilmiyenlerce "yadırganmasından", gölgeli kalmasından yararlanmak istiyorlar. 

Derinliği anlamda, düşünüşte, duyuşta aramak gerektiğini bilirler bilmesine!.. Ama çözülememiş, derin anlamları ortaya vurmak istiyenlerin katlandıkları kapalılık, gölgelik onlarda bir "derin görünme" yöntemi olarak soysuzlaşıyor. Bilmek yetmiyor çünkü; kestirme yolların gösterişli rahatlığına kapılmıyacak kadar işine güvenmek, olduğundan başka görünmek istemiyecek kadar erdemli olmak gerekiyor. Kapalı, anlaşılmaz, karışık yazarak "derin" görünebilirim sanan yazarla (ki bu sanı her zaman boşa çıkmıyor), gerçek bir derinliğin oluşturduğu düşünceler, duygularla yüklü bulunduğu, söyliyeceklerini başka türlü söyleyemiyeceği için kapalılığa, karışıklığa düşen yazarın birtakım kavgalara yan yana girmek zorunda kalmaları büyük talihsizlik (ikinciler için). Bir diğer talihsizlik de derin görünme yöntemini uygulayanların dilcilerin yanında yer almaları. 

Dilin anlatma gücünü arttırmaya çalışanlar, yeni sözcükler, yeni terimler, belirlenen kavramlarla düşünce hayatımızda olumlu etkiler yaratacak kadar ileri gidenler... Sonra onların arasında, yeni sözcükleri, yeni terimleri kapalılık, anlamsızlık, karışıklık yaratmak için kullananlar... 

Edebiyat, sanat, düşünce alanlarının her zaman şarlatanları olmuştur; ama bu şarlatanların gerçek edebiyatçılara, sanatçılara, düşünce adamlarına hiçbir zaman günümüzdeki kadar zarar verebildiklerini sanmıyorum. 

Amaçları bulandırmaları bir yana, bu gibi kimselerin yeni yetişenler üzerinde kötü etkileri de oluyor. Güvendiğim sanatçıları (daha çok da kapalı şiir yolundakileri) açık, aydınlık, anlaşılır eleştiri yazıları yazmıya çağırmam bu yüzden. Bir de dilcilerin yeni terimleri kullanmada çok ustaca davranmaları, anlamsızlığa yönelen yolları kesmeleri gerekiyor. Yoksa kapalı eleştiri modası alıp yürürse, ondaki şarlatanlıklar yüzdesi şiirdekiyle ölçüştürülemeyecek kadar yüksek olacaktır. 

                                                                                                                                      MEMET FUAT 

Kaynak: Varlık Dergisi 563. sayı Aralık 1961

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder