Ev işlerini pek de bayılarak yaptığım söylenemez. Mesai, ev işleri, annelik arasında mekik dokumak zaman zaman yorucu hâle geliyor. Aralarından en sevmediklerini savsaklamak geliyor insanın içinden. Bana öyle oluyor en azından. Eskiden yemek pişirmekle bir zorum yoktu ama bu aralar pek de ayıla bayıla yapmadığımın farkındayım. O yüzden haftada en azından bir akşam daha geniş zamanlarda, keyifle yemek pişirmeyi, yeni tarifler denemeyi deniyorum. Bir çeşit flört.
Bu tariflere basit tatlılar da ekliyorum. İşte dünyanın en pratik mozaik pastası tarifi:
Bir kutu kremayı kaynatmadan ısıt. İçine iki paket bitter çikolata kat. Sıcağıyla erimesi için karıştır. İki paket Eti burçak bisküviyi karşımın içine küçük parçalar halinde kır. Varsa fındık ve ceviz parçaları da koyabilirsin. Tüm malzemeyi karıştır. Yağlı kâğıt üzerine dök ve şekil vererek buzluğa kaldır.
Bugün yaklaşık iki saat ayırarak yemek pişirdim. Eh bu özenden, aile de nasiplenmeliydi. Annemi de yemeğe çağırdım. Onu ne zaman yemeğe çağırsam, sofrada önüne yemek konmasından duyduğu memnuniyeti cömertçe gösteriyor. İçi boş bir iltifat gibi gelmiyor sözleri. Spesifik olarak neyi sevdiğini, neyin onun için özel olduğunu söylüyor. Ee ne var bunda sofranıza oturan kimseler nezaketle teşekkür eder zaten, bundan doğal ne olabilir ki diyebilirsiniz. Emin olmadan önce düşünün, sofranıza oturduğu, evinize misafir geldiği halde sizi gücendirenleri, çocuğunuzu üzenleri, teşekkür etmek yerine kendini övenleri, gece boyu silindir gibi üzerinizden geçenleri, enerjinizi emenleri aklınıza getirin bir bir. Sonra da takdiri, övgüyü kendisine saklamayanları, bir armağan gibi sunanları, ya da kusur aramak yerine bir sofrayı paylaşmanın iyimserliğini üzerinde taşıyanları, gözleri mutlulukla, neşeyle parlayanları... Hangisini ağırlamak istersiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder