27 Aralık 2023 Çarşamba

Geçen günlere dön bak

Malum yılın son günlerindeyiz. "En" ile başlayan listeler havada uçuşuyor, yılbaşı sofrası için, yeni yıl hediyeleri için öneriler önümüze önümüze düşüyor,  kimi tedarikçilerimden yıl sonu sayımındayız, ayın ikisine kadar çıkış yapamıyoruz telefonları geliyor. Hâl böyleyken ben de yıl sonu trendine uyayım. Bir nevi yıl sonu stoğumu çıkarayım ve sizlerle paylaşayım. 

Bu yıl 38400 kez tıklanmış, şanslıysam bir o kadar da okunmuşum. 

133 yorum gelmiş. Yılın en çok yorum alan yazısı eylül ayından. "Anlat bana. Biz nasıl tanıştık?" olmuş. Bana iyi geldi nasıl tanıştığımızı bilmek, dilerim size de iyi gelmiştir. Şairin dediği gibi, eski tanışmalarımızın üzerinden çok şiirler, çok şarkılar geçti. Dolayısıyla yeniden tanışmaya dair davetim her zaman geçerli. 

En çok okunan 10 yazı sırasıyla şunlar olmuş:

Unutulan Hikâyesi Üzerine Notlar  (7 Aralık 2013)

Ağacın Hafızası Üzerine Notlar (30 Ocak 2020)

Masal ve Efsanelerdeki Yaratıklar (25 Şubat 2015)

Çocuk Olmak Zor (mu acaba?) (16 Aralık 2018)

Diş ve Diş Ağrısı Nedir Bilmeyen Adam (5 Ekim 2015)

Bir Öykü Yazalım mı? (11 Haziran 2014)

Anlat Bana. Biz Nasıl Tanıştık? (27 Eylül 2023)

Wahran El Bahia Derler Bana (3 Mart 2014)

Günün İzi: 7 (19 Ağustos 2023)

Şahmeranın Hikâyesi (16 Nisan 2015)

Yazıların yalnızca ikisi bu yıla ait. "Unutulan Hikâyesi Üzerine Notlar" tüm zamanların birincisi zaten. Şaşırmıyorum. Blogspotun en güzel yanı bloğa girdiğinizde, ay ay, yıl yıl gezinmenin, her bir yazıya erişimin mümkün olması. Kısa süreli wordpress maceram bu yoksunluk yüzünden sona erdi aslında. Onca yazı (şu anda tam olarak 975) bütünüyle görünür değildi orada. Etiketlere tıklayarak yazılara erişmek mümkün gibi görünse de okur kronolojik sırayla, hepsini bir arada göremiyor(du), keza blog yazarı da. 

Bu benim için hafızayı kaybetmek gibi bir şey. Çünkü bu kadar uzun süre blog yazınca kronoloji de, arşive giren her bir yazı da benim için değerli. Dolayısıyla wordpress'in epostayla takip, okuyucudan kolay ulaşım gibi avantajlarına rağmen yarenliğimiz uzun sürmedi. Dakika başı parayla bir şeyler satma çabası da usandırdı. Döndüm kürkçü dükkânına. 

Okumak, yazmak işlerinden muradımı bulamadım, doğrusu. Bir kitabım daha yayımlanır diye umuyordum. Epeyce iyimserdim de üstelik.  Ancak sıfıra sıfır, elde var sıfır. Bahaneyi yayıncılık seköründeki ahbap çavuş ilişkilerine, yükselen maliyetlere, yayınevlerinin küçülmesine bağlamayacağım. Neticede yayıncılık da bir tür ticari iş sahası ve artan maliyetlere karşın hacmini koruyor. Dosyaların tercih edilmemesinin vardır bir hikmeti, sebebi. Arif olan anlar belki ama ben arif değilim. Kendi kendimin editörü olmanın da bir sınırı var. Yeniden yazım aşamasında o sınıra ulaştım. Seçilmiyorsan ya değişeceksin (yani yazdıklarını değiştirecek) ya da jürini değiştirecek. Akıl küpüme düşen tüm jürilere ulaşmaya çalıştım ancak çabam karşılıksız kaldı. Kitaplarımın şaheser olduğunu iddia edecek değilim. Bununla beraber her bir dosyada bir öncekinin üzerine çıktığıma samimiyetle inanıyorum. Elbette her dosyanın üzerinde çalışılması gerekir, bir editörün gözetiminde kendi çıtasını daha da aşar, yazar. Buna itiraz eden bir yapım yok. Editör yazar çalışması içine girip cümlelerime deliler gibi sarılıp çalışmayı zora sokacak da değilim. Üç kitaptan sonra, kapı kapı dolaşıp yayıncı aramama gerek kalmadan, benim için bu emeğin harcanmasını yürekten dilerdim. Bu biraz hayal kırıklığı yaratıyor, doğrusu. Evet, kendim için yazmayı sürdürüyorum. Bundan sonra tek kelimem bile yayımlanmayacak olsa, yazmaktan da vazgeçmem. Ama insanın yazdıklarını bir kitap bütünlüğünde görmesi tatmin edici bir his. Birilerinin okuduğunu, okuyacağını bilmek, ah evet, ben de böyle hissediyorum demesi, şu koca insanlık durumunu, deneyimi birkaç cümlede nasıl da geçirmiş demesi, kimi satırların altını çizmesi, çizecek olması... Tatlı hayaller, bunlar. Bu aralar ufuk çizgisi gibi uzağıma uzağıma düşen hayaller. Dilerim, 2024 bu anlamda şeytanın bacağını kırdığım yıl olur. 

Yayımlanmamanın verdiği hayal kırıklığı üretim hâllerime de olumsuz yansıdı zannediyorum. Parşömen Edebiyat'a severek hazırladığım Çocuk Edebiyatı köşesi için ne bir kitap tanıtım yazısı yazabildim bu yıl ne de bir söyleşi. Eski yazıların içinde gezinmek isteyenler buraya 

Bırakın Parşömen için düzenli yazmayı, münferit bir yazım, bir öyküm dahi yayımlanmadı. Türk Diş Hekimleri Birliği Dergisi hariç. Oraya kimi kitap tanıtım yazıları ya da sağlık politikalarıyla ilgili olarak yazılmış kitaplara dair söyleşiler hazırladım. Ve fakat edebiyat aleminde lal oldum, suspus oldum. Dergilere öykü yollama hevesimi yitirdiğimi de iddia edemem. Notos'a öykü yolladım birkaç kez. Bu yıl mıydı o, yoksa bir önceki mi, anımsamıyorum esasında. Posta kutum da çok doldu. Bana yanıt vermeyen dergilere, yayınevlerine yolladığım epostaları sildim. Bir nişan gibi taşımaya ne gerek var!

Oda yönetiminde son dört ay. Sonra seçim var. Devam edip etmek istemediğimden hâlâ emin değilim. Bazen bırakmak ağır basıyor, bazen devam etmek. Gönüllülük esasıyla yürütülen işler, zaman ve emek istiyor. Belki de edebiyata yetemeyen zaman oraya gidiyor şu an. 

2023 en çok gezdiğim yıl olabilir. İlk kez Portekiz, Vietnam ve Polonya'ya gittim. Her birine de bayıldım. İlk kez gittiğim Uzakdoğu seyahati en büyüleyici, en farklı olanıydı, doğrusu. (Gezi yazılarımı okumak isteyenler Ocak 2023 yazılarına ışınlanabilir.) Üzerinden neredeyse koca bir yıl geçtiğine inanmak zor. 

2024'te beni neler bekliyor bilmiyorum. Umudum, beklentilerim, hayallerim var elbette. Allahın bildiğini kuldan saklamaya gerek yok. Hem ne derler bilirsiniz, söz yaratır. Kelimelerin çekim gücüne sığınayım ve 2024'e dair hayallerimi sıralayayım. 

Cem Şen'in İçsel Simya Derslerinin ikinci modülüne devam etmek. Zira ikinci modül stres üzerine. 

Gürcistan'a gitmek. Batum'u (mümkünse Tiflis'i de) görmek. Gürcü şarabı içmek, leziz yemeklerini yemek, hırçın Karadeniz sahilinde yüzmek. 

Daha çok okumak, yazmak, okuduklarıma dair daha etkin notlar almak, yayımlanmak (en azından bir öykü, değerlendirme yazısı) 

Daha hareketli bir yaşam sürmek. Hareketten kastım fiziksel egzersiz, elbette. Onun dışında sorunun bir parçası olup hareketsiz kalmak yerine çözüm üreten, eyleme, harekete geçmeye hazır bir ben de hareketli yaşamın sınırları içinde sayılmalı. 

En az bir konser, bir tiyatro oyununa gitmek. 

Mesleki yeterliliğimi arttırmak üzere eğitimlere gitmek. 

Kızımla beraber yataklı trenle Sofya'ya gitmek. Gece boyu yanımızdaki atıştırmalıkları kemirmek, sohbet etmek, oyun oynamak (bir ergen ve ciddi bir anneyle ne kadar olursa artık) 

Yeni arkadaşlar edinmek. 

Sanatçının Yolu, Dinleme Yolu, Bir Dilek Tut Hayatın Değişsin gibi rehber kitaplardan birini seçerek öngördüğü şekilde 8 haftalık, 10 haftalık vaadi, içeriği neyse onu uygulamak ve hasadını toplamak. 

2024 hasat yılı olsun istiyorum benim için. Bu aralar gerçekten pek çok konuda çok çalıştığımı, çok emek verdiğimi görüyor, bizzat deneyimliyorum. Eh kimilerinin hasadını toplamak nasip olur inşallah. Tarımla uğraşanların birbirine dediği gibi: "Bereketli olsun." 

Dilerim, 2024 her birimiz için bereketli olur. Emeğimizin karşılığını aldığımız bir yıl olur. Sabit değerlere, basma kalıp düşüncelere yapışmadığımız, direnç göstermediğimiz, geleni olduğu gibi gideni de kabulle karşıladığımız, yeni tohumların filizlendiği, tatlı gelişmelerin yaşandığı, gezmeli, tozmalı, arkadaşlıklarla dopdolu bir yıl olur. AMİNN! 

İşte böyle efendim. Geçtiğim yıla, geçen günlere baktım bir akşam vakti, sizinle beraber. Başlığı bir o koydum, bir bu. Hiçbiri de içime sinmedi. Zihnim zorlarken arka fonda çalan şarkı yardıma koştu. Yeni yıl hediyesi niyetine sizinle de paylaşayım. 








4 yorum:

  1. Çok tatlı bir döküm yapmışsın, ben de özendim! Bak ne diyeceğim, gel iki maddeyi birden vuralım! Çünkü ben de yeni arkadaşlar ve gürcistan seyahati istiyorum evrenden :)))
    Kitap konusunda sıkılma bence, olacak.. Dergilere ağırlık vermek daha yerinde gibi geldi bana, çünkü piyasa "piyasa"laştı biraz son zamanlarda ama dergiler gerçek yazarların hâlâ gözdesi ve kaliteli yazılar çıkıyor, onları birleştirip kitaplaştırmak belki daha bile güzel bir iş olabilir...
    Umut ve güzelliklerle gelsin 2024! Çok sevgiler Tuğba...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir taşla iki kuş. Olur valla. Yüz yüze gelmeden arkadaş olmanın bir yolunu bulduk zaten 🤭 Gürcistan olmazsa, Türkiye seyahatlerinden birinde denk getiririz bence ☺️ İyi seneler Ceren 🎄

      Sil
    2. Niyeti ortaya koyduk. Gerçekleştirmek dileğiyle diyelim o zaman ♥️

      Sil