Yazar tıkanıklığı, yazarların veya yazmak
isteyenlerin korkulu rüyası
Yazar tıkanıklığı deyince
aklıma hemen, özür dileyerek, yazar kabızlığı geliyor. Şu nedenle ki kabızlık
ya hareketsizlikten ya uygun olmayan sağlıksız gıdaların tüketilmesinden dolayı
oluşur. Çoğu kez de alışık olduğumuz zaman diliminde tuvalete gitmeyi ihmal ettiğimizde,
hele ki birkaç kere üst üste tekrarlanırsa, bünyede şişkinlik ve rahatsızlık
yapar.
Kabız olmamak için neler
yapmamız gerekiyorsa, yazabilmek için de aynı şeyleri yapmalıyız.
1. Oku, oku,
oku! Bünyeye iyi gelecek “iyi okumalar” yap! Unutma, bünyene ne alırsan, dışarı
onu verirsin!
2. Aynı yerde
saatlerce hareketsiz kalma. Dışarı çık, yürü, koş, bisiklete bin, hareket et ki
dolaşım sistemin çalışsın beynine süper fikirler hücum etsin.
3. Her gün yaz!
Bünye yazmaya alışırsa, yazmadan duramaz.
4. Yeni bir
öykü, roman veya projeyi tamamlamışsan yazmak istemeyebilirsin. Fikirlerini,
kaynaklarını tüketmiş olabilirsin. O zaman yazmaya bir süre ara ver. Tüm gün aylaklık
et, film seyret, alışveriş yap, müze gez, oku ama sakın kendini yazmaya zorlama!
5. Aynı anda
birkaç öykü veya farklı tür yazmak iyidir. Öykü yazarken tıkanırsan, üzerinde
çalıştığın köşe/blog yazısına veya
romana devam edebilirsin. Farklı yazı türleri birbirlerini tetikler.
Yazacak hiçbir şey
bulamıyorum diyorsan…
Diyalog avcısı:
Bir defteri yalnızca
diyaloglara ayır. Kafeler, çocuk parkları, alışveriş merkezleri, metro,
metrobüs, vapur ideal yerler. Hele ki herkes cep telefonuyla bangır bangır
konuşurken. Diyalogları aklında tutabilir, deftere not alabilir veya kayıt
yapabilirsin. Aman sakın çaktırma, başın belaya girer!
5 Duyu:
Herhangi bir mekân
çalışması için uygulayabilirsin. Tat, koku, his, duyma, görme. Görme, her
yazarın kolaylıkla kullandığı duyu. Gördüğünü yazıyorsun, tamam. Diğerlerini de
ihmal etme. Her duyu için kelimeler veya kısa açıklamalar yaz.
Tat: kurabiye, kahve,
krema, tarçın, süt, parfüm, deri, kavrulmuş kahve, eski kumaş…
Listeleme:
Günlük hayatımızda çokça liste yapıyoruz… Alışveriş, davet, yapılacaklar, gezi, hediye listeleri. Bunu yazmak istediğin şeyler için de
yapabilirsin. İster öykü olsun, ister bir fikir… Bir mekân, bir karakter…
Ayşe: kısa, tombul,
sivilceli, 35, kaşları alnında bitişik, al yanaklı, topukları pembe, bakire…
Karakterle zaman geçirmek:
Karakterinle alışverişe
çıkmak veya bir kafeye gitmek sana onun hakkında bilmediğin detayları
gösterecektir. Kahvesini nasıl içer, hangi dükkânlardan alışveriş yapar. Neler
giyer, neler yer vs… Karakterini koluna tak ve gezdir!
Buzdolabı alıştırması:
Birinin buzdolabının
içini detaylı yazmayı dene. Kapı gözlerinde, buzlukta, raflarda neler var? Bu
yiyecekler nasıl kaplarda duruyor? Plastik kap mı, jelâtinde mi, gazete kâğıdına
mı sarılı maydanozlar? Yumurtalıkta oje mi var? Bu bize o kişilerin beslenme
alışkanlıklarını, hayata bakışlarını, ekonomik durumlarını ve diğer her türlü
detayı verir.
Sözlük alıştırması:
Sözlükten,
bakmadan, parmağını koyarak rastgele üç kelime seç. Bunları boş bir sayfanın
başına yaz. Kronometreyi 15 dakikaya ayarla. Elini kaldırmadan kendini yazının
akışına,
bilinçaltına bırak. Bu kelimeleri birbirleriyle ilişkilendirerek
yazmaya çalış. Geri dönüp yazdıklarını okuduğunda sende kalan his nedir? Bu his
üzerine yazmaya devam edebilirsin.
Cümle kutusu:
Okuduğun, duyduğun veya
senin aklına gelen cümleleri, beğendiğin fikirleri küçük kartonlara yaz, bir
kutuda biriktir. Tıkandığın anlarda bunlara başvurabilirsin. Virginia Woolf,
Tezer Özlü, Didem Madak, Melville, Camus, Hidayet, Dostoyevsky benim
kartlarımda olanlardan bazıları…
Başka yazarların işine karışmak:
Sevdiğin
kitaplardan/yazarlardan paragrafları bir kâğıda yazmaya başla ama aralarına
kendi cümlelerini katarak genişleterek. Bakalım neler çıkacak?
Atıştırmalık başlangıçlar:
1.Kapıdan çıkan kim?
Sırrı ne? Elinde ne var?
2.Elbise dolabının
gerisinde Seyfi ne buldu? Niçin çok şaşırdı? Şimdi onunla ne yapacak?
3.Mualla’yı kim aldattı?
Nerede? Şimdi Mualla ne yapacak?
4.Berfin niye kendini
arabadan dışarı attı? Direksiyonda kim vardı? Berfin yoluna nasıl devam edecek?
Bunlar sonsuz yazı
alıştırmalarından yalnızca bir kaçı. Tek
yapmamız gereken, abur cubur kitaplarla beslenmemek. Sonra ya tıkanırız ya da
ortalığı saçma sapan şeylerle batırabiliriz. Yolunuz ve kaleminiz açık olsun.
Füsun Çetinel
yazacaklarını yaşamalısın yani empati yoluyla yaşayarak hissederek yazmalısın.biraz zor ama başarı garanti 'hissetmeden,yazdıklarını kurgulayıp yaşamadan yazamazsın
YanıtlaSil