Romanın konusu:
Roman Gri Şehrin Masalı ile başlıyor.
Yarımada bakirdi, huzurluydu, toprak gümrahtı, denizden bereket fışkırıyordu, hemen işe koyulmalı, koloniyi kurmalıydı.
Şükran duygusuyla, suyla oynaşan kartal gagasının üstüne Denizler Tanrısı Poseidon için bir tapınak inşa ettiler. Ardından surlarla çevirdiler yöresini. Şehir böyle böyle başladı; böyle böyle başladı ağacın kesilişi ve taşın yerinden edilişi."
Coşkun bir doğa betimlemesiyle başlayan masal, ilk kolonilerin yerleşmesiyle birlikte, doğanın kaybedeceğini, bu toprakların giderek yerleşke hâline geleceğini, üzerinde yaşayan insan nüfusu arttıkça renklerini nasıl yitireceğini, giderek nasıl grileşeceğini ima ederek bitiyor.
Sonra Vahide sözü alıyor. Gençliğini, güzelliğini, sevme ve sevilme ihtimalini yitirmiş yalnız, yorgun, cefakar Vahide. Terzi Vahide, yatalak babasına bakan Vahide, öksüz ve yetim yeğeni Deniz'e bakan Vahide. Bir kâbustan uyanan Vahide...
Gördüğü kâbusun etkisiyle yıllarca içinde taşıdığı ağırlığı yeğeni Denizle paylaşınca, anlatmaya başlayınca değişimin ta kendisi oluyor. Büyüyor, yeniliklere açıyor kendisini, yeni kitaplar okuyor, filmler izliyor, aşkı tadıyor.
Kent bir yandan betonlaşırken bir yandan da kolektif hafızaya yerleşmiş tüm mekânlar birer birer yıkılıyor. Sokak müzisyenlerinin sesi kısılıyor. Mücadele zorlu ama yan yana durmanın umudu da bulaşıcı. Gri şehir daha karanlık, kahırlı günlere sürüklenirken roman, bu gidişe dur demek isteyen, sandığınız kadar az değiliz diyen insanların el ele tutuşmaya devam etmesiyle bitiyor. Her türlü zorluğa rağmen dayanışma, dostluk, aşk kazanıyor.
Okuma notları:
1-Jale Sancak'ın yazın dünyasında mekânın ayrıcalıklı bir yeri var. Mekân onun için yalnızca olayların geçtiği yer olmaktan çok uzak. Onu kurmacanın önemli bir kozuna çeviriyor, atmosferi, kahramanların içinde bulundukları ruh hâlini güçlendirecek şekilde kullanıyor. Uyanan Güzel'de durum farklı değil.
2-Tanrı yazar anlatıcıdan kahramana, kahramanın zihninin derinliklerine sayısız kereler giriyor ve çıkıyoruz. Okurken hiç tökezlemeden takip ediyoruz. Sanki yazarın elinde bir kamera var, geniş açıyla başlıyor, giderek daralıyor, yoğunlaşıyor ve hep beraber sonraki sahneye geçiyoruz. Öylesine akışkan.
3-Uyanan Güzel'de toplumsal, bireysel ve ekolojik yıkımlar anlatılıyor. Bununla beraber anlatı karamsar olmaktan çok uzak. Okuma bittiğinde Romain Rolland'ın ünlü sözünü hatırlayacaksınız: "Bildiklerimle kötümser, irademle iyimserim."
Ne güzel, ne özlü anlatmışsın. Çok iyi bir tanıtım yazısı olmuş, sağ ol.
YanıtlaSilSen de sağol :)
Sil