1 Nisan 2018 Pazar

NASIL YAZIYORLAR? (11)




Yazarların yazma alışkanlıkları, okurun ilgisini çeken bir konu. Sevdiğim, sevmediğim, okuduğum, okumadığım tüm yazarların söyleşilerinde yazım, üretim aşamasına dair söylediklerini iştahla, ilgiyle okuyorum. Kurmacabiyografiler, web günlüğüm olduğuna göre, yeri geldikçe buraya da not düşebilirim. İşte on birincisi: Ursula K. Le Guin



Gary Synder, deneyim imgesini bize bir kompost halinde vermiştir. Kompost, belli bir süre aynı yerde kalarak kire dönüşen her şey, tüm ıvırlar zıvırlar, atıklar ve çöplerdir. Sessizliği, karanlığı, zamanı ve sabrı içerir. O komposttan dört başı mamur bahçeler büyür. 

Yazmayı bahçıvanlık olarak düşünmek faydalı olabilir. Siz tohumları ekersiniz, fakat her bitki kendi yolunu ve şeklini bulur. Denetimi sağlayan bahçıvandır, evet; ama bitkiler yaşayan, inatçı şeylerdir. Her hikâye, ışığa doğru kendi yolunu bulmak zorundadır. Bir bahçıvan olarak en gerekli aletiniz, hayal ügcünüzdür. 
Genç yazarlar genelde bir hikâyenin bir mesajla başladığını düşünür, onlara öyle düşünmeleri öğretilir. Benim tecrübem böyle olmadı. Başladığınızda önemli olan tek şey şudur: Anlatmak istediğiniz bir hikâyeniz var. Büyümek isteyen bir fidan. Kendi tecrübelerinizdeki bir şey, kendini ışığa ulaşmak için zorlamaktadır. Dikkatlice, özenle ve sabırla bunu teşvik edersiniz, olmasıns müsaade edersiniz. Zorlamayın, ona itimat edin. İzleyin, sulayın, büyümesine izin verin. 
Bir hikâye yazarken, onun kendisi olmasına ve kendisini eksiksiz şekilde ifade etmesine müsaade ederseniz, o hikâyenin gerçekten ne hakkında olduğunu, ne söylediğini, onu anlatmayı neden istediğinizi keşfedebilirsiniz. Öğrendikleriniz sizi de şaşırtabilir. Yıldızçiçeği ektiğinizi düşünüyor olabilirisiniz ama bakın ne buldunuz: bir patlıcan! Kurmaca bilgi aktarımı değildir, mesaj göndermek değildir. Kurmaca yazını, yazar için daima şaşırtıcıdır. 
Tıpkı bir şiir gibi, hikâye de söyleyeceklerini söylenebilecek tek şekilde söylemek zorundadır ve bu tamı tamına hikâyenin kendi kelimeleri olur. İşte bu yüzden kelimeler bu kadar önemlidir, doğru kelimelere nasıl ulaşılacağını öğrenmek bu yüzden çok uzun sürer. İşte bu yüzden sessizliğe, karanlığa, zamana, sabra ve kullandığınız kelime dağarcığınızda ve dilbilgisinde gerçek bir hâkimiyete ihtiyacınız vardır. 
Tecrübelerden yola çıkan hakiki hayaller, okurlarla paylaşıldığında ayırt edilebilir. Muhteşem hayal gücü hikâyeleri, herhangi bir mesajın ötesinde anlamlarla yüklüdür ve yüzlerce yıldan beri bütün insanlar için anlamlıdır. Odysseia, Don Quijote, Gurur ve Önyargı, Bir Noel Şarkısı, Yüzüklerin Efendisi, Honey in the Horn (Boynuzdaki Bal), The Jump-Off Creek (Sıçrama Deresi): Bu hikâyelerin hiçbiri gerçek değildir. Hepsi katıksız kurmacalardır. Bunlar hepimiz hakkındadır, bunlar bizim hikâyemizdir. Bizi daha büyük bir hikâyeye, insan hikâyesine, insan olmanın gerçekliğine dahil ederler. 
İşte bu yüzden kurmacayı seviyorum ve insanları hikâyeler uydurmaya teşvik ediyorum. Doğru kelimeleri doğru şekilde kullanmayı öğrenmeye zaman ayırmak gerek. Kelimeleri nasıl kullanacağınızı öğrenmek biraz zaman alıyor. Uygulama gerektiriyor. Çalışmak, yıllar boyu çalışmak lazım. Ve sonra belki de yazdığınız şey asla yayımlanmayabilir. Yayımlansa bile, çok büyük bir ihtimalle geçinmenize yetecek kadar para kazandırmayacaktır. Fakat sizin yapmak istediğiniz şey buysa, hiçbir şey, dünyadaki başka hiçbir şey, size istediğiniz şeyi yapmaktan, bizzat o işin kendisinden daha tatlı bir ödül veremez. Bunu yaptığınızı bilerek, doğru kelimeleri kullandınız, bir hikâye uydurdunuz ve onu doğru şekilde anlattınız. Doğruyu söylemek, harika ve nadir bir şeydir. Tadını çıkarın!


Kaynak:
Sözcüklerdir Bütün Derdim Hayat ve Kitaplar Üzerine Yazılar
Ursula K. Le Guin
Çeviri Damla Göl
Hep Kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder