Yazarların
yazma alışkanlıkları, okurun ilgisini çeken bir konu. Sevdiğim, sevmediğim,
okuduğum, okumadığım tüm yazarların söyleşilerinde yazım, üretim aşamasına dair
söylediklerini iştahla, ilgiyle okuyorum. Kurmacabiyografiler, web günlüğüm
olduğuna göre, yeri geldikçe buraya da not düşebilirim. İşte on birincisi:
Ursula K. Le Guin
Gary Synder, deneyim imgesini bize bir kompost halinde vermiştir. Kompost,
belli bir süre aynı yerde kalarak kire dönüşen her şey, tüm ıvırlar zıvırlar,
atıklar ve çöplerdir. Sessizliği, karanlığı, zamanı ve sabrı içerir. O
komposttan dört başı mamur bahçeler büyür.
Yazmayı bahçıvanlık olarak düşünmek faydalı olabilir. Siz tohumları
ekersiniz, fakat her bitki kendi yolunu ve şeklini bulur. Denetimi sağlayan
bahçıvandır, evet; ama bitkiler yaşayan, inatçı şeylerdir. Her hikâye, ışığa
doğru kendi yolunu bulmak zorundadır. Bir bahçıvan olarak en gerekli aletiniz,
hayal ügcünüzdür.
Genç yazarlar genelde bir hikâyenin bir mesajla başladığını düşünür,
onlara öyle düşünmeleri öğretilir. Benim tecrübem böyle olmadı. Başladığınızda
önemli olan tek şey şudur: Anlatmak istediğiniz bir hikâyeniz var. Büyümek
isteyen bir fidan. Kendi tecrübelerinizdeki bir şey, kendini ışığa ulaşmak için
zorlamaktadır. Dikkatlice, özenle ve sabırla bunu teşvik edersiniz, olmasıns
müsaade edersiniz. Zorlamayın, ona itimat edin. İzleyin, sulayın, büyümesine
izin verin.
Bir hikâye yazarken, onun kendisi olmasına ve kendisini eksiksiz
şekilde ifade etmesine müsaade ederseniz, o hikâyenin gerçekten ne hakkında
olduğunu, ne söylediğini, onu anlatmayı neden istediğinizi keşfedebilirsiniz.
Öğrendikleriniz sizi de şaşırtabilir. Yıldızçiçeği ektiğinizi düşünüyor
olabilirisiniz ama bakın ne buldunuz: bir patlıcan! Kurmaca bilgi aktarımı
değildir, mesaj göndermek değildir. Kurmaca yazını, yazar için daima
şaşırtıcıdır.
Tıpkı bir şiir gibi, hikâye de söyleyeceklerini söylenebilecek tek
şekilde söylemek zorundadır ve bu tamı tamına hikâyenin kendi kelimeleri olur.
İşte bu yüzden kelimeler bu kadar önemlidir, doğru kelimelere nasıl
ulaşılacağını öğrenmek bu yüzden çok uzun sürer. İşte bu yüzden sessizliğe,
karanlığa, zamana, sabra ve kullandığınız kelime dağarcığınızda ve
dilbilgisinde gerçek bir hâkimiyete ihtiyacınız vardır.
Tecrübelerden yola çıkan hakiki hayaller, okurlarla paylaşıldığında
ayırt edilebilir. Muhteşem hayal gücü hikâyeleri, herhangi bir mesajın ötesinde
anlamlarla yüklüdür ve yüzlerce yıldan beri bütün insanlar için anlamlıdır.
Odysseia, Don Quijote, Gurur ve Önyargı, Bir Noel Şarkısı, Yüzüklerin Efendisi,
Honey in the Horn (Boynuzdaki Bal), The Jump-Off Creek (Sıçrama Deresi): Bu hikâyelerin
hiçbiri gerçek değildir. Hepsi katıksız kurmacalardır. Bunlar hepimiz
hakkındadır, bunlar bizim hikâyemizdir. Bizi daha büyük bir hikâyeye, insan
hikâyesine, insan olmanın gerçekliğine dahil ederler.
İşte bu yüzden kurmacayı seviyorum ve insanları hikâyeler uydurmaya
teşvik ediyorum. Doğru kelimeleri doğru şekilde kullanmayı öğrenmeye zaman
ayırmak gerek. Kelimeleri nasıl kullanacağınızı öğrenmek biraz zaman alıyor.
Uygulama gerektiriyor. Çalışmak, yıllar boyu çalışmak lazım. Ve sonra belki de
yazdığınız şey asla yayımlanmayabilir. Yayımlansa bile, çok büyük bir ihtimalle
geçinmenize yetecek kadar para kazandırmayacaktır. Fakat sizin yapmak
istediğiniz şey buysa, hiçbir şey, dünyadaki başka hiçbir şey, size istediğiniz
şeyi yapmaktan, bizzat o işin kendisinden daha tatlı bir ödül veremez. Bunu
yaptığınızı bilerek, doğru kelimeleri kullandınız, bir hikâye uydurdunuz ve onu
doğru şekilde anlattınız. Doğruyu söylemek, harika ve nadir bir şeydir. Tadını
çıkarın!
Kaynak:
Sözcüklerdir Bütün Derdim Hayat ve Kitaplar Üzerine Yazılar
Ursula K. Le Guin
Çeviri Damla Göl
Hep Kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder