25 Ocak 2019 Cuma

monolog


-Ne o, omuzların ve boynun mu ağrıyor? Ellerin hep oralarda.
-Sana neyin iyi geleceğini biliyorum.
Lambayı kısar. Tütsü yakar. Rahatlatıcı bir müzik açar. Masaja başlar.
-Kürek kemiklerinin altı, iç kısımları kulunç dolu. Böyle olmaz. Biraz gevşemen lazım. Sen benim günlük karalamalarımla niye uğraşıyorsun şekerim! Benimki sızlanmalar. Adama, çocuğa sarmayayım diye. 
Masaja devam eder. 
-Bırak şimdi o karalamaları. Bence sen eleştiri yazmalısın. Şu sıra gerçek eleştiri yazılarına ihtiyaç var. Meslek gereği edebiyat birikimin yetersiz ama kısa sürede okuyarak bu açığı kapatacağına eminim. Karşılaştırmalı edebiyat mı okusan acaba? 
Masaja ara verir. Telefonunu kurcalar. Yerine bıraktığında yüzü gülmektedir. 
-Gümüşlük’te bir atölye ayarladım sana. Masraflar benden. Karşılık mı? Yok canım, daha neler... 
-Madem çok ısrar ediyorsun... Dosyam bittiğinde sana vereceğim ve didikleyeceksin. Söz mü? Bak kıçın kalkar da, bakmazsan bozuşuruz valla.
-Uçak biletini aldım. Leylak rengi bluzunu da al. Gözlerini açıyor. Dur ben üzerine oturayım, hah şimdi çek fermuarı.
-Gitmişken başka modüllere de gir.
-İyi yolculuklar, öpüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder