Yine kâğıt ve kalemle buluştum. Fırsat bulduğum her an yazıyorum. Defterimin sayfaları doluyor, yerli yersiz kelimelerle. Bir maraton ya da yarış gibi değil, bir sonuca varmak için hiç değil. Antrenman gibi, elini açmak gibi. Bu kadar rastgelelikten bir bütüne varamam düşüncesi hâkim değil, artık. Bu sayfalara öykü tohumları gömdüğümü, onları okuduklarımla, izlediklerimle, yaşadıklarımla beslediğimi biliyorum. Her tohum değil elbette, ama bir an geliyor, tohumlardan biri çatlıyor ve filiz veriyor. Acemi bahçıvan değilim, artık. Deneyimliyim. Bu filiz tutacak mı, anlıyorum. Hangisi yabani ot, hangisi fideye gidiyor, seziyorum. Acele etmiyorum. Bekliyorum. Zamanım var. Bir an geliyor avuçlarıma akıyor öykü. Can buluyor. Bu sayfaları seviyorum. Yazmak üzerine düşüncelerim serpilirken yazı fikirleri de olgunlaşıyor. Yılbaşından bu yana tuttuğum günlüklerde iki öykü nüvesi var. Yazdıkça devam ediyorum serpmeye. Çatlak testi masalındaki gibi. Kendimi yetersiz ve verimsiz hissediyorum ama yürüdüğüm yola dönüp baktığımda açmış kır çiçekleri görüyorum.
Yazmaya devam ediyorum. Her bir kelimede kendimi daha da içkin hissediyorum, daha da içinde kelimelerin, öykülerin...
Görsel www.ekolojist.net'ten alınmıştır.
Ohalde yazmaya devam, yeni cümleler kurulmalı yaşamda. Sözcükler bekler.
YanıtlaSilSözcükler önemli. Yaşadıklarımızı anlatırken seçtiğimiz kelimeler belirliyor duygularımızı, düşüncelerimizi, algılarımızı ve nihayetinde yaşamımızı. Selam için teşekkürler.
Sil