4 Nisan 2019 Perşembe

Oyunsu Arayış


Yazmak zor görev 
Mi acaba? Pek değil. Benim için zor olan o bok gibi taslakların yazılmasına izin vermek. Onları öykünün bitmiş hâlinden ayrı tutabilmek. Saçmalama hakkından bahsetmiyorum sadece. Bu sayıklamaların, iç dökmelerin, ortalığa sere serpe dökülen kelimelerin içinden kahramanı, atmosferi, çatışmayı çekip almak. Zor olan bu. 
Sonrası üzerine koymak, yeniden inşa etmek, okumak, elemek, eklemek.... İşte bu aşama keyifli, çok keyifli. Zihni açan bir bulmaca gibi. Yeni bir şehri keşfetmek, sokaklarında kaybolmak gibi. Benim için yazmanın en can alıcı, vazgeçilmez, oyunsu yanı da bu zaten.
İçinden oyunu çıkardığımda her şey ağır bir yüke, tamamlanmadığı, ertelendiği düşünceleriyle içe yönelen, ete batan oklara dönüyor. Tüm bu düşüncelerin, tamamlamadın, erteledin, bitirmedin diyen yanımın yere attığı eldivenlerin üzerinden atlamak, alıp giymemek ve oyunsu arayışı sürdürmek. İşte kendime yeni nasihatim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder