30 Eylül 2020 Çarşamba

Bir belgesel: Ahtapottan Öğrendiklerim



Pazar günü kahvaltı saatine bir belgesel eşlik etti bu defa. 

Netflix'te yayımlanan "Ahtapottan Öğrendiklerim", hayat amacını kaybetmiş, kendini kaybolmuş hisseden Craig Foster adlı belgesel yönetmeninin çocukluğunun geçtiği sahile gitmesini, tıpkı eski günlerdeki gibi denize sığınma çabasını, kendini zorlayarak her gün dalış yapmasını ve nihayetinde bir ahtapotla karşılaşmasını ve yakınlaşmalarını anlatıyor. Ahtapot mesafeli bir merakla Craig'i izlerken o da her gün sabırla, metanetle dalmaya ve ahtoptun yuvasının yakınlarında yüzmeye devam ediyor. En sonunda Craig'ten zarar görmeyeceğini anlayan ahtapot yavaş yavaş yuvasından çıkıyor ve ikilinin aşağı yukarı bir yıl süren arkadaşlıkları başlıyor. Bu erken evrede Craig'in su altı kamerasından bir parçanın düşmesiyle ahtapot ürküyor ve kayıplara karışıyor. 

Craig, yılmadan, usanmadan yıllar evvel Afrika'da belgesel film çekimi için birlikte zaman geçirdiği, çalışmalarını yakından gözlemlediği iz sürücüler gibi ahtapotun eski yuvasının etrafında kayda değer her şeyi fotoğraflamaya başlıyor. Su altında arayış devam ederken su üstünde bu fotoğrafları tek tek inceleyerek delil elde etmeye, ilerleme kaydetmeye başlıyor. Craig'in tutkuyla çalışmaya devam etmesi, iz sürmesi onların yeniden kavuşmasına dair içimizde güçlü hisler uyandırırken beklenen gerçekleşiyor. Yeniden ahtapotu buluyor ve bizleri dünyanın belki de en sıra dışı insan-hayvan dostluğunun seyircisi hâline getiriyor. Belgeselin bu aşamalarında onların dostluğu bizi de derinden etkiliyor ve bugünden geçmişe bakan anlatım dili yüzünden bu hikâyenin ahtapotun ölümüyle biteceğini seziyoruz. Nitekim köpek balıkları denizin altında cirit atmaya başlıyor ve günün birinde ahtapot, bir kolunu köpekbalığının güçlü çenesinde bırakıyor. Kopan kolun ardından ahtapot güçsüz düşüyor ve bir mucizeye tanık oluyoruz. Minik bir kol uzamaya başlıyor. Bununla beraber kayıp hissi olanca ağırlığıyla arada duruyor, ahtapota bu kadar bağlandıktan sonra onun başına kötü bir şey gelmesinden korkarak, yüreğimiz ağzımızda izlemeye devam ediyoruz. Çiftleşme sahnesinde kaçınılmaz sonu tahmin etmek artık hiç de zor değil. Ahtapot yumurtalarını korumak için bir yarığa giriyor ve onlar yumurtadan çıkana kadar korumaya, kol kanat germeye, güçsüz kalma pahasına yerinden kıpırdamamaya devam ediyor. Çocuklar için hüzünlü olan bu sahne doğum-ölüm döngüsü üzerine konuşmak, ona daha doğal yaklaşmak açısından bir fırsat da yaratıyor. 

Ezcümle "Ahtapottan Öğrendiklerim"1,5 saat gibi kısa bir zaman dilimi içerisinde deniz altında görsel bir şölene eşlik etmeyi, ahtapot gibi çok da yakından tanımadığımız bir hayvanın avlanması, yırtıcılardan saklanmak için kendisini çevreye adapte etme, saklama becerilerine şahitlik etmeyi mümkün kılan, ahtapotların yaşam döngüsünü olduğu gibi veren şahane bir yapım. Çocuklu ailelere tavsiyemdir. 

2 yorum: