29 Temmuz 2021 Perşembe

Başı bulutlarda



Yazmaya ara vermek ve yeniden başlamak, çok eski arkadaşlarla aradan yıllar geçtikten sonra karşılaşmaya benziyor. Kısa sürede tutukluğu atıyorsun üzerinden, kaldığın yerden devam ediyorsun. Ayın son haftasında eksik yazıları tamamlamak üzere hasta aralarını, boşlukları kullanırken tam olarak hissettiğim şey bu oldu. 

                                                                                    *

Bu aralar kitaplar üzerine yazma fırsatı bulamadım. Başka bloglarda ya da dijital içerik üreten edebiyat platformlarında bu tarz yazıları okuduğumda deneme yazmaya dair bir imrenme hissi beliriyor içimde. Pek de okuru olmadığım bu türün emekçisi olmak, düşüncelerimi, bilgiyle harmanlayarak sunmak arzusu, içimde taşıdığım pek çok yazı fikrinden biri. Üretmek için hangisi daha uygun tahmin etmek zor. Daha çok zamana sahip olmak mı? Yoksa, bir başka işle meşgul olup (geçim meselesini çözerek) yazıya kabarmış bir iştahla dönmek mi? 

                                                                                  *

24 Kitchen'da en sevdiğim program Jamie ve Jimmy İle Yemek Düellosu. Rıhtımın ucundaki restorana davet ettikleri ünlülerle (onlarda bir hikâyesi olan) yemekler pişirmeleri değil benim için ilgi çekici olan. Gıda israfına yönelik farkındalık ve fark yaratan sosyal girişimcilik örnekleri bana cazip gelen. Dünkü programda İngiltere'de tatil açlığı diye bir gerçeklik olduğunu öğrendim. İlköğretim okullarında öğlenleri okulda sıcak yemek yiyen, karnı doyan çocuklarin tatil geldiğinde yetersiz beslenmeyle karşı karşıya kalmasını ifade ediyor tatil açlığı. Bunu fark eden öğretmenlerden biri, yerel marketlerin son kullanma tarihi yaklaştığı için çöpe atacağı sebze ve meyveleri alarak tatil günlerinde de düzenli yemek pişirmek üzere girişimde bulunuyor. Her bölüm bu türden ilham veren örneklerle dolu. İnsanın özünde iyi olduğuna, doğasında paylaşmak ve yardımlaşmak olduğuna inanmak, iyi şeyler yapan güzel insanların hikâyelerini paylaşmak insanın ruhuna iyi geliyor, var oluşuna anlam katıyor. 

                                                                                     *

Kızımın eski okul arkadaşlarımın ya da kuzenlerimin çocuklarıyla arkadaş olması, bağ kurması bana mutluluk veriyor. Mutluluk belki de gerçek anlamda bağ kurmakla, bu dünyada yalnız olmadığımıza inanmakla, bizi gözeteceğini bildiğimiz insanlarımızın olduğunu bilmekle ilgilidir. 

                                                                                 *

Bizim köy çok yüksek sayılmaz. Yine de iki vadi arasından akan ırmağa bakarken, sağlı sollu fındık bahçelerinin arasından arabayla ilerlerken, rüzgârla taşınan hava kütlesinin tepe boyunca yükselerek soğumasıyla oluşan sisi izlerken insanda dünyanın zirvesine çıkmış da, bulutların üstündeymiş gibi bir his geliyor. Ve güzelim Dil Tengi şarkısı dile dolanıyor, huzur veriyor.  Bir ağaç olacak babam şimdi, başı bulutlara değecek. Özleyecek belki bizi, gözyaşı olup dökülecek yamaçlara, yeşilliklere...







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder