26 Şubat 2014 Çarşamba

Çanakkale’den “!f²” Geçti

 
Geçtiğimiz hafta sonu Mahal, “!f²” Film Festivali'ne ev sahipliği yaptı. 1980'li yıllarda İran'dan ayrılan Arash ve Arman Riahi kardeşlerin çektiği belgesel film, Her Gün İsyan izleyiciyle buluşan etkileyici yapımlardan birisiydi.
 
New York'taki Occupy hareketinden, İspanya'daki Indignados'a, Mısır'daki Arap Baharı'ndan, Suriye isyanına, dünyadaki yaratıcı ve barışçıl direniş  biçimlerinin ve sivil itaatsizlik eylemlerinin izini süren belgeselde, Femen, Srjda Popovic, John Jackson gibi tanınan aktivist ve kolektiflerin yanı sıra Erica Chenoweth gibi akademisyenler ve daha az bilinen hareketlerin temsilcileriyle de görüşülmüş. 
Erica Chenoweth, bir siyaset bilimci, Oslo ve Denver Üniversite'lerinde ders veriyor. 1900 ve 2006 yılları arasında yürütülmüş silahlı ve şiddet içermeyen 323 hareketi incelemiş. Çalışmaya ilk başladığında şahsi düşüncesi silahlı mücadelenin daha etkili olacağı yönündeymiş. Ama bilimsel veriler şiddet içermeyen potestoların iki kat daha etkili olduğunu göstermiş. Belgeselde dünyanın her yerinden zeki, komik ve şiddet içermeyen protesto örneklerine yer veriliyor. Benim en çok ilgimi çeken ( daha önce hakkında hiç bir fikir sahibi olmadığım için) Ahmed Zaino ve arkadaşlarının Suriye'de yaptıkları şiddet içermeyen protestolar oldu.

 
"Eğer silahlarla konuşmak istemiyorsanız başka bir dil konuşmalısınız." diyen Zaino ve arkadaşları zeki, komik ve şiddet içermeyen pek çok yol bulmuş.
Rusya ve Çin'in BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye ile ilgili kararını veto ettiği günlerde bir gecede Şam'ın bütün çeşme sularını kan kırmızısına boyamak (Gösterilerde ölen insanların kanını temsil eden kırmızı boyalı sular halkın çok ilgisini çekmiş, gizlice filme alınan görüntüler youtube'ta yayımlanmış. Esad'ın güvenlik güçlerinin boyalı suları değiştirmesi tam bir hafta sürmüş.), Esad'ın konutu yakınlarında üzerinde "Özgürlük", "Sen ve ben hâlâ kardeşiz!" yazılı turuncu boyalı yüzlerce pinpon topu atmak (Silahlı, üniformalı askerler zıplayan topların peşinde koşarak onları toplamaya çalışmış.) ve bir gece yarısı Şam'ın farklı bölgelerinde ağaçların içine saklı megafonlardan yükselen Esad rejimi sırasında yasaklanan eski bir Suriye şarkısı, şarkı bitince Zaino'nun "Biz insanız. İnsanların ölmesi gerekmiyor! Birbirimizi öldürmeye bir son vermeliyiz." diyen sesini yayınlamak (Sonuç çok etkiliymiş. İnsanlar sokaklara dökülmüş ve ağlamış. Askerler saklı megafonları hızlıca bulmak için ağaçları kesmişler.) gibi.
Sonuçta, Suriye'de şiddet içermeyen protestolar işe yaramamış gözüküyor. En az 120 bin ölü, ülkeden kaçmak zorunda kalan 2,5 milyonun üzerinde insan... Zaino da ölümle tehdit edilince Ürdün üzerinden Paris'e giderek ülkesini terk etmek zorunda kalmış.
Erica Chenoweth, "Direniş şiddet içermeyen haliyle devam etseydi savaş çıkmazdı diyemem ama çalışmalarımızın verileri, kazanım elde etmede barışçıl direnişlerin silahlı çatışmalara göre iki kat daha etkili olduğunu ortaya koyuyor." dedi.
"Ahmed Zaino ve arkadaşlarının yaptıklarının önemini anlamak için 2011 sonbaharında Şam'ın durumuna dönüp bakmak gerekir." dedi ve ekledi. "İnsanların kafası karışıktı, korkuyorlardı. Hükümetten ikna edici açıklamalar geliyordu. Kime inanacaklarını şaşırmışlardı. Birdenbire çeşmelerden akan kırmızı suları gördüler. Kendilerine neler olup bittiğini sormaya başladılar ve karşı tarafı destekleyip risk almaya başladılar. Çünkü yalnız olmadıklarını gördüler."
Bu makalenin tamamına ulaşmak için aşağıdaki linki tıklayın.
 


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder