1 Mart 2023 Çarşamba

Bu darlığı alın artık üstümüzden

Başlangıç için bir güzel türkü. Türküler ne derse, doğru der, çünkü. 

"Sen bizden daha yükseksin

Daha yakınsın Hakka

Seslen ona söyle 

Bu darlığı alsın artık başımızdan"




Yeni bir ay, martın biri. 

Zor, çok zor bir ayı geride bıraktık. Hâlâ yapacak çok iş var. Hâlâ çadır, battaniye, gıda gibi temel yardımlara ihtiyacı olanlar var. Bir yandan da stkların, kurumların, derneklerin orada sağlıktan, travma sonrası desteğe kadar geniş bir alanda destek sağlamak üzere organizasyonlarını tamamladığını, çalışmalarını başlattığını izliyoruz. Türk Diş Hekimleri Birliği olarak biz de artık sahadayız. Şimdilik Antakya merkez ilçe, Adıyaman ve Kahramanmaraş'ta dört konteynır, iki otobüs toplam on bir ünitle acil diş hekimliği hizmeti vereceğiz. İsmimi gönüllü listesine yazdırdım. Ayrıntıların belirginleşmesini, hizmet zamanımı ve yerimi öğrenmeyi bekliyorum. Bir yandan gitmeyi, orada sağlık hizmeti sunmayı, bölge diş hekimleri odalarının, meslektaşlarımın yanında olmayı çok istiyorum. Bir yandan da korkuyorum. Ya duygusal olarak zorlanırsam, çuvallarsam, beceremezsem gibi kaygılar yokluyor ama denemeden bilmenin imkânı yok. Oradaydım, sorumluluk aldım, yardım ettim demenin vicdani bir yanı var, hele bizimki gibi doğrudan halk sağlığını ilgilendiren mesleklerde. Umarım zannettiğimden güçlüyümdür ve bir işe yararım.

                                                                              *

Laptopum sos veriyor. Bir hastamın müdahalesi günü kurtarmıştı ama bambaşka tuhaf arazlar veriyor. İmleç bıraktığım yerde durmuyor. Bir de bakıyorum kelimeler karışmış, hem de ne karışmak, üç beş cümle öncesine gidiyor kimi, kimileyin ileriye atlıyor. Acımasız bir editör gibi siliyor cümlelerimi. Oysa benim alışkanlıklarım var. Ben yazılarımı doğrudan bloğun içine yazarım. Bu sayede evde, işte yazılarımı sürdürmek mümkün oluyor. Ama taslağın içinden hop diye kesilince, geriye koca bir beyaz boşluk kalıyor. Yeniden yazmak mümkün elbette. Şu anda yaptığım gibi ama tam olarak aynısı olmuyor. Nazlı, yorgun laptopumla uzlaşmam gerek. Onu ıskartaya çıkarmanın hiç sırası değil. 

                                                                              *

Evet, evet, bu laptop kesinlikle beni sınıyor. Yoksa üçüncü kez niye silsin şu paragafı! 

                                                                            *

Vardır bir kerameti diyerek o mevzuya girmeyeyim en iyisi. Yoksa geçen ay hemen her gün yoga yapabildiğimi, daha dik durduğumu, kendimi daha güçlü hissettiğimi, çoğunlukla çalışan anne yemeği pişirmeme karşın bu akşam tutumlu anne yemeği pişirdiğimi dinleyecektiniz mazallah. Oh sessizce çekilebilirim buradan. Çek yeni bir paragraf. 

                                                                        *

Bu aralar kimi güzel kimi eh işte dedirten pek çok çocuk kitabı okudum. Belki bu ay çocuk kitapları hakkında yazmaya geri dönebilirim. Unutmazsam eğer! Niyet olmadan eylem gerçekleşmez ne de olsa. 

                                                                       *



Bugün "Dünya İltifat Günü" imiş. Pek güzel günmüş. Sevdim doğrusu. Takdir edilmek, onaylanmak, kabul görmek önemli ihtiyaçlar. Çoğu zaman iyi olan hakkında tek kelime etmiyoruz da eksik kalanları bir çırpıda sayıyoruz. Oysa, bugün 1 Mart. Hadi sevgili okurum, evde ailenle, arkadaşlarının yanında her neredeysen, övgü, iltifat toplarını at. Çünkü sen tanıdığım en şefkatli, duyarlı, oyuncu okursun. Göreyim seni. Övgülerinden kendin de nasiplenmeyi unutma lütfen! 

                                                                       


2 yorum:

  1. Tabii ki yaparsın, hem ne yaparsın! :) Zorlanırsan ben buradayım hem, bir telefon uzağında :) Kolay gelsin...
    Dün ben de 1 martın iltifat günü falan olduğundan habersiz (sevmem böyle her güne bir isim vermeyi de aslında) kafamdan bir şey icad ettim bak anlatayım da gül. Oğlumu yatırırken dinozoru yatağından düştü onu alayıp koyayım derken aklıma dinozorun ağzından konuşmak geldi, "hımm? ne? aa gerçekten mi, demek bugün L. anaokulunda o küçük çocuğa yardım etti ve birlikte oynadılar, aa gerçekten, bahçede koşarken çok mu hızlıydı, çok mu güzel vurdu topa, aaa ne güzel teşekkürler bunları bana söylediğin için" dedim :)) L. kıkır kıkır.. Bayıldı :) Gittim kızıma da yaptım ona da işte karaktere özel. Salona geldim baktım eşim koltukta bilgisayarla uğraşıyor yanında çocukların birinin baykuş oyuncağı :))))) ona da yaptım! Aaa F. bugün öğlen sebze yemeği yedi demek, aaa o kadına da kapıyı açıp yol verdi aferin ya çok mu kibardı helal olsun falan... Ay o da kıkır kıkır hihihi çok tatlı bişey oldu... (ya da tırlatıyorum.)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Günün anlam ve önemine denk düşmüş 🙂 Sonuç da şahane! Övgü ve takdir kalpleri yumuşatmış 👌

      Sil