2 Mart 2025 Pazar

Bir günlüğü: 2 Mart

Dün gece  kızımın arkadaşları geldi. Biri yatılı da kaldı. Misafir misafiri istemez, ev sahibi hiçbirini istemez derler ama misafir gelmesi faydalı şey. Hop diye hizaya soktu beni hafta sonu. Cuma akşamı evi süpürdüm. Cumartesi sabahı mutfağı topladım. İş çıkışı haftalık manav, market alışverişini yaptım. Akşam yemeğini pişirdikten sonra kremalı pasta bile yaptım. Pazar kahvaltısına annemi de davet ettim. Sabah kahvaltıyı hazırlayınca gidip onu aldım. Mükellef bir kahvaltı yaptık. Güneş sayesinde kapalı balkon oturulabilir sıcaklıktaydı. Kızlar da sağ olsun benim aylardır çıkmadığım balkondaki ağırlıklı sukulent olan çiçeklerin bakımını yaptı. Kurumuş yaprakları kopardılar. Toprakları havalandırdılar. Çiçekleri suladılar. Onlar bu bakımı verirken ben de mutfağı topladım. Ev işlerinin %99'u yineleyen işler dersem abartmış sayılmam herhalde. Kahvaltılıkları yerleştir. Bulaşık makinesini boşalt. Kirlileri yerleştir. Ay bir şeyler dökülmüş yere. Dikey süpürgeyle tüm evi turla, bir daha. Renklileri makineye at. Saati kur. Nevresim değiştir. Epey hamarattım sabah sabah. Pilates öncesi kızım, babası, ben buluştuk, kahve içtik, ortak bir konu hakkında istişare ettik. 

Pilatese başlamak sanırım çok doğru bir karardı. Haftada iki ya da üç kez gidemeyeceğim diye tamamen hareketsiz kalmak yerine haftada bir ders yapmak, her ders bir öncekine göre güçlendiğimi, duruşumun düzeldiğini, enerji seviyemin, esnekliğimin arttığını görmek beni motive ediyor. Ameliyat henüz gündemde değilken bir şekilde başladığım için ayrıca mutluyum. Karın ve pelvik kaslarını çalıştırıyor nihayetinde. Muhakkak faydası olmuştur. Olacaktır ameliyat sonrasına da. Yazdıkça ve düşündükçe bilinmeyenden korktuğumu mu fark ediyorum. Benzer ameliyatı geçiren birkaç kadınla konuştum. Herkesin deneyimi farklı elbette. İyileşme multifaktöriyel bir süreç. Beslenmeden dinlenmeye, morale, bedenin fiziksel kuvvetine kadar pek çok etken var. En son doğumda ameliyat olmuştum. Ve doğum nihayetinde mutlu bir kavuşma. Geçen ay bir ameliyat olan arkadaşım, bu durumunu sosyal medyadan paylaşmayı ve iki ya da üç hafta süren hastane sürecinde pek çok ziyaretçi kabul etmeyi seçmişti. Ben hastalık süreçlerinde dinlenebilecek ortamı sağlayabilmeyi tercih ediyorum. Tamamen izole kalmak, insana kendini yalnız ve hüzünlü hissettirir elbette. Ama benim hastalık zamanlarında yanımda görmek istediklerim sanırım iyi zamanlarda da görmekten hoşlandığım insanlar. O yüzden her hastalığını haber aldığım insanın yanına koşmam örneğin. Hastane ziyaretlerim sınırlıdır. Hastanın mahremiyetini gözetmek isterim. Dinlenme hakkını ihlal etmek istemem. Enfeksiyon riski açısından özenli olunması gerektiğine inanırım. Hepimizin hastalıkla, iyileşmeyle kurduğu ilişki farklı. Kimisi ziyaret edilmezse gönül koyar. Kızımın ameliyatı sonrasında eve geleli birkaç saat olmuş, onu uyutmaya çalışırken babasının bir arkadaşı geçmiş olsun'a gelmişti örneğin. Anne yorgun, çocuk yorgunken yapılan bu ziyaret, benim nezdimde nezaket değil, nezaketsizlikti. Eski eşimle bu konuda anlaşamadığımızı, birbirimize homurdandığımızı hatırlıyorum. Tam hatırlamıyorum ama bir şeylerle suçlanmıştım muhtemelen kabalık, asosyallik... Oysa benim, babamın başından çok hastalık, çok tedavi, çok hastane süreci geçti. Bana iyi gelen dinlenmek ve sınırlı insanla çevrili olmak. Desteğini kabul ettiklerimi içeri almak. Hastaya ve hasta yakınının ihtiyaçlarına ve seçimlerine özen göstermek, o doğrultuda tutum geliştirmek. Kızımın babası iki yıl öncesine kadar hiç hastalıkla, hastaneyle sınanmadı. Deneyimlemedi. Ameliyat olup eve geldiğinde, sevdiği, saydığı da bir çift o uyurken ziyarete geldi. Uyandırmak durumunda kaldım. Kalktı, oturdu. Gittiklerinde uykusundan uyandırıldığı, dinlenmesi bölündüğü için yorgun hissettiğini söyledi. Neden onu uyandırmıştım ki? Diyeceğim o ki, gelen özen gösterdiği için, kıymet verdiği için geliyor. Sevgi gibi, saygı gibi, özen gibi çok kıymetli ihtiyaçlar bunlar. Bununla beraber hastanın dinlenme, mahremiyet gibi ihtiyaçlarıyla çatışmaması gerekiyor bunun. Belki sadece sormak senin için ne yapabilirim demek. Karşı tarafın ricalarına uyacak şekilde seçimler yapmak. Herkesçe kabul gören, kalıplaşmış davranışları yinelemek yerine karşı tarafı gözlemlemek... Bana bu satırları yazdıran duygular, korkular, kaygılar, telaşlar... Farkındayım. Bunların açığa çıkması, görünür olması ve paylaşmak sanırım iyi bir şey. 

Ve günün üzücü haberi: Edip Akbayram'ı kaybetmişiz. Ailesinin, sevenlerinin başı sağolsun. Ruhu huzurla geçsin. Dularımız, sevgimiz ona huzur versin. Sevdiğim pek çok şarkısı var. Biriyle anmış olalım. 




6 yorum:

  1. öncelikle o ameliyat süreci için şimdiden iyi geleceğini düşünüyor ve çabuk ve tam bir şifaya vesile olmasını diliyorum ki öyle de olacaktır merak etmeyin..gönlü ferah olursa işi de daha ferah olur insanın..ve bu hasta ziyareti hastalık süreci ile ilgili düşüncelerinize aynen katılıyorum..bu bizim toplum için biraz zor bir mesele ben d ebazen ne yapacağımı şaşırıyorum ama yine de en sonunda biraz kendim nasıl yaşamak istiyorsam ( biraz izole az insan az konuşma seçilmiş kişi ve paylaşım) o şekilde yaklaşıyorum..neyse..çok sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi dilekleriniz için teşekkür ederim. Sevgilerimle...

      Sil
  2. Şimdiden çok geçmiş olsun, şifa diliyorum. Ne ameliyatı olacağınızı bilmiyorum ama benzer bir tecrübeden geçtiğimi hissettim. Ayrıca yazışmak isterseniz eposta kapım her zaman açık. Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi dilekleriniz ve nazik davetiniz için teşekkür ederim 💕

      Sil
  3. Geçmiş olsun Tuğbacığım. Umarım sorunsuz, sakin bir süreç olur senin için. Günlüklere katılmana da çok sevindim. İlk yazını da okumuştum ama buna kısmet oldu yazmak. Hasta ziyaretleri ile ilgili söylediğin her şeye gönülden katılıyorum. Oğlumun doğumunda benzer şeyleri ben de yaşamıştım ve şimdiki hayat olgunluğum o zamanlar olsaydı birçok şeye karşı çıkardım. Umarım içine sinen bir ev de bulursun yakında. Günlükler yolculuğumuzda buluşmak üzere.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Nilüfer. Ayıp olmasın diye ne çok şeyi sineye çekiyoruz, değil mi? Kolaylık, rahatlık arıyoruz oysa. Sana da bu eşzamanlı yazma yolculuğunda keyifli çalışmalar diliyorum.

      Sil